Ülke Savaş Alanına Dönse Bile İş Yapacak Sektörler

Ülkemiz zor zamanlar geçiriyor. Bununla birlikte inşallah hiçbir zaman savaş alanına dönmeyecek ülkemiz. Ama yine de temkinli olmakta fayda var. İç ve dış güçlerden zor zamanlar yaşattırılan ülkemiz, toparlayana kadar, yeniden aydınlık günleri görene kadar böylesi bir yazı kaleme almayı seçtik. Böylece en kötü durumda bile iş yapacak fikirleri öğrenir, hem halkımıza destek olmuş olur, hem de para kazanmaya devam ederiz.

Ülkeler, bir anda savaş alanına dönebilir sevgili parlak fikirler okurları. Özellikle dış güçlerin, kendini bilmez, insanı sevmez kan tutkusu yüzünden ardı ardına patlatılan iki bomba yeter koskocaman bir ülkeyi savaş alanına döndürmeye. O nedenle yazımızı lütfen hassasiyetle ve sırf para kazanma odaklı değil insanlara yardım etme seçenekleri olarak görmenizi önemle rica ederiz.

Şimdi akıllara gelen ilk soru elbette ki şu olacaktır. Ülke savaş alanına döndüğünde iş yapmak mümkün müdür? Ahlaki midir? Ne derece olanaklıdır? Öncelikle bu kavram karmaşalarını ve ahlaki ikilemleri gidermek adına bu sorulara uygun yanıtlar arayalım ve bulalım.

Yüksek Rekabet Ortamında Kurabileceğiniz ve Yapabileceğiniz İşler adlı makalemizde de iş dünyasındaki savaş demek olan rekabet ortamında hem yapabileceğiniz hem de sıfırdan kurabileceğiniz işlerin tam listesini bulabilirsiniz. Savaş mekan ve zaman tanımaz. İş piyasasındaki savaş ortamını andıran rekabetle başa çıkmak ve buna rağmen birtakım işlerin peşinden gitmek mümkündür. Yazımız sizinle.

Savaş zamanı ticaret yapmak suç değil evvela yardımdır.

Ülke Savaş Alanına Dönse Bile İş Yapmak Mümkün Müdür? 

Evet mümkündür pek değerli okurlarımız. Zira, ticaret demek, insan tarihi kadar eski olan bir iş demektir. Para bulunmadan önce takas yöntemini kullanılarak yapılırdı ticaret. Sende iki elma varsa birini karşındakine verip kendisinde iki tane olan armut sahibinden birini alabilirdiniz. Ya da örneğin evinizi inşa etmek için bir tahta parçasına ihtiyacınız var. Onu alabilmek için karşınızdakine, onda olmayan ve ihtiyaç duyduğu bir şey verirdiniz ve ticaret tamamlanırdı.

Paranın bulunması ve hızlı bir şekilde yaygın kullanılması sonucunda ticaret daha bir otomatik olmaya başladı. Para, her kapıyı açar sözü biraz da takas yönteminin yetersizliğine göndermedir. Zira her defasında tam ihtiyacınız olan şeyi takas etmeye hazır kişileri bulmak zordur. Bir de o kişide sizin tam ihtiyaç duyduğunuz metanın olması gerekiyordu ki, bu da zorluğu iki kat fazla seviyeye çıkarır.

Ancak para ile birlikte ticaret bugünkü konumuna gelmiştir. Ülke savaş alanına dönse bile, paranın her yerde geçerliliğini koruyor olması, işleri bu raddeye getirmiştir. Örneğimizi hiçbir abartıya kaçmadan verebiliriz ki, insanoğlu kıyamet kopana kadar para – ürün – hizmet çizgisinde satışlar gerçekleştirmeye, ticaretler yapmaya, ihtiyaç duyduklarını para ile almaya ve elindeki para ile ihtiyaç duyduğu şeyleri satın almaya devam edecektir.

Yakalanmadan Sokakta Seyyar Satış Yapma Yöntemleri savaş zamanı yakalanmadan korktuğunuz daha üstün güçler olacaktır. Belki düşmanların güçleri , belki denetleyici insanlar. Onlardan sakınmak için de , savaş zamanı belki de sadece seyyar olarak satış yapabileceğiniz gerçeğini de göz önünde bulundurarak savaş zamanı sokakta ve caddelerde ve yıkılmak üzere olan binaların saçaklarında satış yapma yöntemlerini yazımızın içerisinde bulabilirsiniz. Her şeye hazırlıklı olmak lazım. Ne dersiniz?

Savaş kaos demektir. O kaosun içinden iş fikri olarak da sıyrılmayı bilmelisiniz.

Savaş Alanına Dönen Bir Ülkede İş Yapmak Etik Mi? 

Elbette ki etiktir. Asıl etik olmayan şey, hırsızlık yapmak, başkalarının müşkül durumlarından faydalanarak onları ya da evlerini soymak, ispiyoncu, gaspçı, ajan olmaktır. Ticaret ahlakı dediğimiz şey, tam da bu günlere mahsus ve bu günlerde geçerli olan bir durumdur. Karaborsa çakallığın girerseniz ise, tarih sizden hesap sorar.

Sırf ülke savaş alanına döndü diye 1 liralık şeyi 10 liraya satarsanız, evet çok para kazanırsınız. Ama vicdan azabı pahalı bir şeydir, herkeste bulunmaz. Umarım siz de bulunur. Çünkü savaş alanına dönmüş bir ülkede bile iş yapmanızın birincil amacı hayatta kalmak, ailenize bakmaya devam etmek ve yolunuza devam etmektir. Onun dışında insanların çaresiz durumlarından kemirgenler gibi faydalanmak için tamamen sömürüye dayalı bir pazarlama işine girmek, elbette ki ne etiktir ne de insani.

Bu saydığımız kötü ve karanlık örneklerden sonra iş yapmak , her durumda önce kendi çıkarını sonra kamu çıkarını düşündükten sonra etik ve insanidir. Her koşulda alnınızın teriyle iş yapmak hakkınızdır zaten. Bunu aklınızdan çıkarmayınız.

Sun Tzu’nun Girişimcilik Hakkındaki 5 Şaşırtıcı Görüşü Savaş Sanatı adlı çok önemli bir eseri de olan Sun Tzu’nun girişimcilik hakkında çığır atan görüşlerini öğrenmek için yazımıza tıklayabilirsiniz.

Temel yiyecekler, her zaman için iyi bir iş fikridir.

Ülke Savaş Alanına Dönse Bile İş Yapacak Fikirler

1- Gıda Sektörü:  

Gıda, her zaman satar. Çünkü insanın karşı koyamadığı en büyük içgüdü hayatta kalma güdüsü ve açlık güdüsüdür. Açlık eşittir hayatta kalmamak olduğu için, savaş ortamının canhıraş atmosferinde insanlar, her zaman önceliği beslenmeye, yemek yemeye verecektir. Temel besin zincirini oluşturan gıdalar ise her zaman daha çok satacaktır.

Yani gıda demişken aklınıza gelebilecek her türlü atıştırmalığı sıralamıyoruz burada. Ekmek, fasulye, gıda, yağ, un, yumurta gibi insanı hayatta tutmaya yarayacak şeylerden dem vuruyoruz. Yoksa bir çikolata firması ülke savaş alanına döndüğünde sırf gıda sektörü içerisinde yer alıyor diye iş yapacak diye bir kaide yok.

 

2- Haberleşme Sektöründeki işler: 

Açlık, nasıl ki fizyolojik bir ihtiyaçtır. Haberleşme de aynı şekilde sosyolojik ve karşı konulamaz bir ihtiyaçtır. İnsanlar, savaş zamanı her zamankinden daha çok telefonlarına sarılır. Uzak yerlere mektuplar, telgraflar gönderir.

İnternetin iptal olduğunu düşünün. Elimizde kala kala cep telefonları kalacak. Başka şehirde, başka ülkelerdeki insanlara ulaşmak, onlara nasıl olduklarını sormak ya da onlara iyiyim mesajı vermek, insanların her zaman sıkı sıkıya tutunduğu ihtiyaç basamaklarının en tepesinde yer alır. Bu nedenle haberleşme ve iletişim sektöründe yaratılacak yeni fikirler her zaman iş görür ve iş yapar.

Girişimcilerin Bilmesi Gereken 5 Hayat Dersi savaş, başımıza gelen en büyük hayat dersi olduğuna göre, böylesine mega ve alternatif, hiç görülmemiş bir ortamda bir girişimcinin nasıl davranması, neleri dikkate alması, ne kadar soğukkanlı olması gibi konularda aydınlanmak ve şimdiden hazır olmak istiyorsanız, girişimcilerin bilmesi gereken 5 dersi iyi kavramanız gerekiyor.

 

3- İlaç ve Tıbbi Malzeme Sektörü: 

İnsanlar, savaş ortamlarında yaralanır ya da yaralanmaktan korkar. İlaç sektöründe yapılacak işler, sırf korunma ve temkin amaçlı da kullanılacağı için her zamanki öneminden katlanarak artış gösterir.

Tıbbi malzeme derken örneğin bandaj, savaş alanına dönen ülkelerde binlerce, milyonlarca satılır. Pamuk, çeşitli merhemler de kapış kapana gider.

İlaç ve tıbbi malzeme sektörü bu saydığımız sektörler içerisinde gıda sektörü kadar önem taşımaktadır. Çünkü hayatidir ve bulunması elzemdir.

 

4- Giyecek Sektöründeki işler: 

Son olarak giyecek sektörünü dile getirebiliriz. En basit anlamıyla savaş ortamı demek, evsiz kalan insanlar demektir. Kışın ve sonbaharın serin havalarında bir evsizlikte üşümemek için her zaman için giyecek satın alınacaktır.

Bunun dışında battaniye, çadır gibi ürünler de her zamankinden daha çok lazım olacaktır. Giyim sektörü, bu alanda, ülke savaş alanına dönse bile iş yapacak fikirlerin dördüncüsünü oluşturmaktadır.

Umarım ülkemiz hiçbir zaman savaş alanına dönmez ve barış her zaman bizimle olur!

Yorum yapın