Biz her ne kadar girişimcilik ölüyor desek de belli başlı bölgelerde hala aktif ve üstüne katacak vaziyette yeni girişim kanalları açılıyor ve açılmaya da devam edecek gibi görünüyor. Ekonominin de küreselleşmesi ile birlikte, yeni iş kolları ister yerel ister uluslararası arenada olsun kendini göstermeye devam ediyor. İktisadın dinamoları, kendilerini her zorluğa, her krize karşı adeta çeşitli mali aşılarla birlikte koruma altına alıp sektöre daha güçlü ve daha enerjik geri dönmeyi biliyorlar.
Bugün girişimcilik ne kadar can çekişiyor gibi görünse de aslında sadece kabuk ve şekil değiştiriyor. Ne olduğuna çok da bel bağlamadan, doğru zamanda doğru yerde olursanız, şehrinizi ve bölgenizi ürün ve hizmet olarak doğru belirlerseniz kazanmamanız için hiçbir sebep yok gibi görünüyor.
Ancak, örneğin Konya’da bir turizm girişimciliği sergilerseniz, varınızı yoğunuzu bu işe adarsanız çuvallamanız da söz konusudur. Önemli olan nasıl ki bir işletme açmak en doğru dükkanı bulmak için emlakçı emlakçı dolaşıyorsanız, en doğru girişimi en doğru şehirde ya da bölgede gerçekleştirmek için de gerekirse şehirleri yerinde görmenin faydası büyüktür. Bunların hepsini zaten yazımızda kısaca değineceğiz. Kim hangi girişim alanında boy göstermek istiyorsa adeta rehberlik hizmeti gören yazımızdan faydalanabilir.
Bununla birlikte öncelikle bölge / şehir ve girişim karşılaştırmasında neler baz alınır, nelere dikkat edilmelidir konusuna değineceğiz ve sonra da güzel ülkemizin bölgesel ve şehir odaklı incelemelerini sizlerle paylaşacağız.
Girişimcilik Neden Sürüden Ayrılmayı Gerektirir yazımızı okuduktan sonra da şehir seçiminde bile bazen marjinal denebilecek seçimlerde bulunmanın işinizde ve girişiminizde ne gibi etkilere açık olup ne gibi yaptırımlarla sonuçlanacağını bulabilirsiniz.
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Şehir / Bölge ve Girişimcilik Karşılaştırmasında Dikkat Edilecek Önemli Hususlar
- Öncelikli olarak söz konusu şehrin ya da bölgenin coğrafi koşullarını ve iklim şartlarını değerlendirmelisiniz. Bir şehrin sürekli yağmur ya da kar yağması, eğer sebze – meyve ya da gıda sektöründe bir girişime imza atacaksanız doğrudan etkili faktörlerdir. Aynı zamanda coğrafi şartlar ve iklim özellikleri girişime dayalı ürünlerin nakliye ve ulaştırma gibi konularında da sıkıntı çıkarabilir. Bunlar küçük hesap değil daha girişime başlamadan önce ciddi ciddi planlanması gereken önemli ayrıntılardır.
- İkinci olarak dikkat etmeniz gereken nokta aklınıza koyduğunuz şehrin ya da bölgenin nüfusunu bilmek ve o nüfusun bölgeye dağılma oranlarını tahayyül etmektir. İnce ince işlediğiniz takdirde hiçbir girişimcilik batma noktasına gelmez. Önemli olan nüfus, iklim, coğrafi nitelik gibi fiziki olarak değerlendirebileceğiniz mevcut şartları iyi değerlendirmektir. Yoksa sonrasında bu fiziki şartları düzelteceğim ya da onlara karşı mücadele edeceğim derken, gerçek işinizde yükselmek şöyle dursun, yerinizde saymaya başlarsanız ve asla hak ettiğiniz ya da istediğini noktada olamazsınız iş kapsamında.
- Son olarak o şehrin ve bölgenin ana geçim kaynağı nedir, buna ek olarak insanlar diğer yollardan en çok nelerden para kazanıyor gibi araştırmalar yapmalısınız. Esnaflar – onlar ki her şeyi bilen eski topraklardır -, fabrika sahipleriyle, çiftliklerle görüşmeler yapıp burada en çok ne gidiyor sorusuna kanıtlı bir şekilde öğrenmiş olmalısınız. Çünkü bir girişim isterse uluslararası alanı hedeflesin önce kurulduğu ve inşa edildiği noktadan başlar. Kendi gücünü arttırması için önce kendi bölgesini ele geçirmeli ve bir savaş stratejisi gibi ele alarak meseleyi, giderek yayılmaya ve adından söz ettirmeye başlamalıdır.
İş Kurma ve Girişimcilik Konusunda En İyi Ülkeler Ve Özellikleri adlı yazımız ise şehri ve bölge değil girişimcilik hususundaki en iyi ülkeleri ve bunların özelliklerini sizlere sunuyor. Kim bilir belki girişimciliğiniz öyle bir hal alır ki, öyle üstün bir başarı gösterir ki Türkiye’den taşıp diğer ülkelere de sıçramak istersiniz.
İstanbul, üretim konusunda ülkenin yarısını geçecek kadar iddialı bir şehir.
Ülkemizdeki En Girişimci Bölgeler, Şehirler Nereler?
1- İstanbul:
Girişimcilik, yatırımcılık, finans merkezi ve globalleşme dediğimizde akla illa ki önce İstanbul geliyor. Bugün İstanbul Türkiye’nin üretim potansiyelinin yüzde ellisini sağlamış durumdadır. Zaten ortalama en az dört kişiden biri İstanbul’da yaşamaktadır. Hal böyle olunca üretim ve tüketim dengelerinde ilk sırayı İstanbul’a vermek gerekiyor.
İstanbul’u, çaresiz durumda kalıp da ”ne iş olursa yaparım abi” diyen bir çocuğa benzetebiliriz. Ancak İstanbul’da yapılan her iş, çaresizlikten değil nüfusun yoğunluğundan ve seçeneklerin zenginliğinden kaynaklıdır. Bir kere İstanbul’da çok farklı yönden müşteri kitlesi vardır. Zaten İstanbul’un en önemli özelliği budur. 20 milyona yakın nüfusu ile birlikte siz hangi girişimin altına imza atarsanız atın, otomatik olarak bir müşteri kitlesi oluşacak demektir bu.
İstanbul’da her şey en ucuzu ve en pahalısıyla sektörün içindedir. Hem iktisadi açıdan hem de sosyolojik açıdan her kesime, her uygunluğa hazır bir pazarın içinde, hangi alanda olursa olsun, kazanmamanız işten bile değildir.
2- Antalya
Antalya, tam bir turizm cennetidir. Bir başka deyişle bacasız sanayidir. Girişim alanında turizme yönelmek isteyen girişimciler, Antalya’yı ve civarını hedef alabilirler. 5 binden fazla turizm tesisi vardır ve bunların bine yakını büyük tesisler. Bu tesislerde çalışan personel sayısı yüksek sezonda bini bulmaktadır. Bu da bu alanda Antalya’nın nasıl da girişimcilere açık bir hedef kitlesi ve pazar payı oluşturduğunun kanıtıdır.
Bununla birlikte seyahat acentaları da mevcuttur. Yüksek sezonda orta ölçekli bir seyahat acentasında 400 – 500 kadar kişi istihdam edilmektedir.
Girişimciliğe Yeni Başlayacaklara 8 Altın Tavsiye adlı makalemiz de girişimcilik için fıldır fıldır şehir ya da bölge arayan genç girişimciler için bir kılavuz niteliği taşımaktadır. Parlak fikirler her zamanki gibi yanınızda.
3- İzmir – Aydın – Manisa – Muğla
İzmir’in hem turizm hem de sanayi açısından ne kadar gelişkin olduğunu biliyoruz. Aynı zamanda işsizlik oranı bakımından da en şanslı illerimizden biri. İşsizliğin az olduğu yerde girişimin parlak bir zırh olarak üstüne giyebileceğinizi ön görmelisiniz. Bununla birlikte bu bölgeler arasında en şaşırtıcı olan hiç kuşku yok ki Manisa’dır.
Manisa’nın nüfusu size kaçtır diye sorsak ne derdiniz? 200 bin? 300 bin? Sıkı durun öyleyse. Manisa’nın nüfusu son sayımla birlikte bir buçuk milyona yaklaşmış durumdadır. Bunun en büyük nedeni ise, organizasyon alanında Manisa’nın sektörün yüzde ellisinden fazlasını elinde bulunduruyor olmasıdır. Siz de organizasyon sektöründe serbest ve yeni girişimlere imza atmak istiyorsanız Manisa, Muğla ve Aydın gibi şehirlere yerleşebilir ve işinizi orada kurabilirsiniz.
Girişimcilerin asla işlememesi gereken 5 ölümcül günah:)) adlı makalemiz uzak durmanız gereken günahları ve hataları sizlerle paylaşıyor.
4- Trakya Bölgesi ve Çorlu
Çorlu’ya küçük İstanbul dendiğini biliyoruz. Bunun en büyük nedeni sanayileşmenin bu bölgelerde had safhaya varmış olmasıdır. Trakya’nın geneline de yayılmaya başlayan bu sanayileşme, gücünü birbiri ardına açılan fabrikalardan alıyor.
Çorlu, önceden herkesin yolda birbirini tanıyıp selamlaştığı minik ve şirin bir kasaba iken, bugün üretim gücü olarak İstanbul’a destek çıkacak kadar büyük oynayan bir ilçe. Siz de büyük oynayan bir girişimci olmak istiyorsanız, Çorlu gibi gizli hazineleri keşfedip böylesi bölgelerde girişim anahtarını çevirmeye başlayabilirsiniz.
Bir sonraki yazımızda görüşüp yeni fikirlere yelken açana kadar, kendinize çok iyi bakın. Görüşmek üzere.