Üniversitelerin Önemi Azalıyor Mu?

Bu yazımızda eğitim alanındaki bir tartışmayı dile getirmeyi hedefledik. Üniversitelerin önemi azalıyor mu? Bu soruyu kendimize ve size yöneltirken mevcut koşulları, eğitime duyulan güvensizliği, iktisadi şartları ve algılardaki modern yenilenmeyi hesaba katarak soruyoruz.

Mark Twain, ”okulun öğrenim hayatımı engellemesine hiçbir zaman izin vermedim.” sözünü hatırlayalım. Bu söz günümüzde üniversitelere yöneltilmiş olan bakış açısına dair pek manalı ipuçları veriyor. Demek ki bir kurum olarak okul ile eğitimin öznel alanı birbirinden aralarına uçurum ekecek kadar fazlaca ayrılıyor.

university photo

Okul Kurumunun Önceki Önemi Şimdiki Önemi 

Bu durumu, önemler arasındaki derin ayrımını iki tanımlama ve kalıplaşmış söz ile açıklayabiliriz.

Önceleri söz konusu üniversite oldu mu, onu kazanmak bir itibar meselesiydi ve üniversite okumak bir başarı örneğiydi. Soru şu şekilde sorulurdu: ”Sınavı kazandın mı?” Kazanmama ihtimali de vardı çünkü. Bir sene daha tam bir inziva hayatı yaşayıp sınava hazırlanarak şartları zorlama durumu vardı.

Şimdi ise kazandın mı sorusu yerini başka bir dönemece bırakmış durumda. ”Hangi bölüme yerleştin?”

Yani artık üniversite kazanmama gibi bir ihtimal neredeyse imkansız bir noktaya getirilmiştir. Bunun da iki nedeni vardır. Şimdi bu nedenleri inceleyelim ve karşılaştırmamıza canlı örneklerle devam edelim.

Özel Üniversite Açmak adlı makalemizi okuyarak üniversite okumak yerine üniversite açıp işletmenin nasıl daha mantıklı ve her açıdan daha karlı olabildiğini görebilirsiniz. :))

university photo

Üniversite Kazanmak Artık Neden Çok Kolay? 

  • Bunun iki nedeni var demiştik. Bunlardan birincisi devlet üniversitelerin çok fazla sayıda arttırılması ve aynı zamanda mevcut olan üniversitelerin fakülte tabanında daha fazla bölüm açıp var olan bölümlerin de kontenjanlarını arttırmasıdır. Yani örneğin 30 kişilik olan bir bölüm veritabanı, artık 60, kimi yerlerde 90 sayısına ulaştırılarak yüzde iki yüz oranında artmıştır.
  • Artan nüfusla aynı oranda arttırılan üniversiteler şu an nüfusu da geçmiş durumda. Bunun ikinci nedeni ise özel üniversitelerin sayısındaki inanılmaz artış olarak göze çarpıyor. Bugün ülkemizde 50den fazla özel üniversite mevcut. Bu da bir üniversite açmanın eğitimden ne kadar uzaklaşırsa ticaret alanına o kadar meylettiğine dair sağlam bir delil. Okullar, o önceki kuşaklardan gelen ve geleneksel bir çizgide devam eden idealist tavrından uzaklaştırılmıştır. Yerine işlenen bir ticarethane, para konulan üstünden para kazanılan bir kar tekerine dönüştürülmüştür.

 

Öğrencilerin Gözünde Üniversite 

  • Olsa da olur olmasa da olur kıvamında bir değer taşımakta. Neden böyle peki? Çünkü öğrenciler artık başka alternatiflerin de var olduğunu bilmekte. Bir de sanatsal takviyelerle, anarşizm, nihilizm gibi bohem felsefe türlerinin de içlerine dalan genç nesil, eğitimden uzaklaşmakta, eğitim almadan da bu hayatta bir şeyler başarmanın ve para kazanmanın gediklerini açmış durumda.
  • Eğri oturup doğru konuşalım. Çoğu erkek öğrencinin üniversite okuma iddiası taşıması, tamamen uzun dönem askerlikten kaçınmaktır. Üniversiteye gelen öğrencilerin, mezun olma sebepleri sorulduğunda, alt metinde askerlik görevini hem tecil ettirmek hem de zamanı gelince 12 ay değil 5 ay yapmak istemesindendir.
  • Sonuç olarak 21. yüzyılın öğrenci ve genç nesil modelleri tamamen değişmiş ve başka bir formata endekslenmiştir. Artık genç nesil, okula bağımlı olmanın yollarını aramış ve bulmuş ve başka kanallardan ilerlemeyi kendilerine borç bilmişlerdir. Şimdi size üniversitelerin yerini alan kurum ve eylemlerin bir dökümünü sunalım.

Ancak öncelikle Üniversite Okumayanların Yapabileceği İşler Hakkında adlı makalemize de bir göz atabilirsiniz. Tam da üniversitelerin önemi azalıyor mu diye sorduğumuz bir fasılada böyle bir makale okumak bize belli başlı sonuçları verecektir. Üniversite okumayanların bu ülkede yapabileceği işleri okuduğumuzda, üniversitelerin ne kadar önemsizlikle örtülü olduğunu da otomatik olarak görmüş olacağız. Birbirini destekleyen makalelerimiz ile size belli başlı bilgi akışları sağlamaya devam edeceğiz.

Üniversitelerin Yerini Alan Kurum ve Eylemler 

  • Şimdi şöyle bir örnekle başlayalım. İletişim fakültesi mezunlarının çoğunun kendi alanları dışında iş bölümlerine yönelmesi durumu var. Yani bir öğrenci, aman yönetmen olacağım, aman senarist olacağım, aman Tarkovsky olacağım diye girdiği fakülteden, bir muhasebeci, bir pazarlama sorumlusu olarak ayrılabiliyor. Bir dengesizlik furyası olarak bu, sadece iletişim fakültelerinde değil birçok fakültede böyle.
  • Yine aynı şekilde başka üniversitelerden mezun ya da hiç yüksek öğrenim geçmişi olmayan insanlar bu fakülteden mezun olanların yapmaları gereken işleri yapıyor. Yani son derece dağınık yelpazelerde eğitim  iş karşılaştırması tam olarak kim kime dum duma şeklinde cereyan ediyor.

Hazır sözü İletişim fakültelerinden açmışken daha önce kaleme aldığımız İletişim Fakültesi Mezunu Ne İş Yapabilir makalemizi de okuyabilirsiniz. Böylece tam olarak ne oluyor ne bitiyor tam randımanlı bir şekilde gözlem yapma şansınız olacaktır.

Sertifika veren eğitim alanları ve özel okullar, özel kurslar ve özel öğretmenler, üniversitelerin önemini alaşağı eden unsurlar olarak 2016 yılı itibariyle varlıklarını koruyor. Önceden altın değerinde olan diploma, artık bir kağıt parçasından ibarettir. Üniversitelerin şirketleşmesi ve bu şirketlere karşı alternatif şirketlerin doğması, üniversitelerin önem derecesini eksilere doğru aşağı çekmeye başlamıştır.

Üniversite okuyanlar için para kazandıran iş fikirleri-10 adet adlı makalemiz ise hala üniversitelerin bazı kapıları açabildiğini kanıtlar nitelikte bir yazıdır. Bu yazımızı okuyan parlak fikirler okurları, hala üniversitenin önem arz eden taraflarından girerek zor şartlar altında piyasanın işleyen çarklarına eklemlenmiş olabilirler.

Psikolojik Açıdan Üniversitelerin Geldiği Nokta 

  • Diplomalardan başlayalım. Tarihsel süreçleri insanların hafızalarında yer ederler ve bu da şartlanma ve öğrenme yoluyla yeni algılar yaratır. Artık yeni algımızda diploma, çok da önemli olmayan bir kağıt parçası değersizliğine düşmüştür. İnsanlar ve şirketler eğitim düzeyine değil, deneyime ve paraya bakmaktadır.
  • Bunun dışında bir şirkette işe girmek için asla diploma yeterli değildir. Diploma zaten olması gereken bir şeydir. Tıpkı bir şirket masasının laptobunun olmasının gerekliliği gibi. Bunun dışında örneğin İngilizce öğrenmek de bir avantaj değildir.
  • Nüfusun artması nedeniyle diplomalar da havada uçuşmaya başlamıştır. Bir dil bir insan derler ama artık o bir dil de o bir insan da yeterli değildir başarılı olmaya. Bir dilin üstüne artı ikinci bir yabancı dil bilmek, bir üniversitenin üstüne de en az bir yerde yüksek lisans yapmak elzemdir, zorunludur, zaruridir.
  • İnsanlar diplomanın tek başına bir işe yaramadığını gördü ve bunu benimsediler. Artık başka bir şeyler yapmanın, başka kanallarda yürümenin zorunluluğuna inanmış durumdalar. Üniversite okumak başlı başına bir amaç olmaktan ziyade, kariyer planında alternatif bir yol olarak kendini gösteriyor.

Sonuç olarak modern dünyayla birlikte birtakım eğitim anlayışları da modernize olarak şekil ve biçim değiştirmiştir. İnsanlar, gelecek kaygılarının ortasında tamamen alternatif ve başka kanallara akın akın yol almaya başladı.

Bundan elli ya da yüz yıl sonra tamamen başka eğitim alanlarından bahsediyor olabiliriz. Geleceğin bize ne göstereceğini bilemeyiz , ancak mevcut şartlar ve parametreler bize gösteriyor ki, bir elli yıl öncesinin önem arz ettiği kadar önemli değil artık üniversiteler. Okumanın başka yolları, para kazanmanın başka kaynakları açıldıkça, söz konusu önemin daha da düşeceği ortada.

Yorum yapın