Yaratıcı İnsanlara Neden Bulaşılmaması Gerekiyor?

Dünya çok vakittir ikiye ayrılmış durumda. Bir tarafta az sayıda olan yaratıcılar. Bir yandan çoğunluğu temsil edip çoğunluğa hizmet eden klişeler. Kim bilir belki bir gün filmi bile yapılır bunun. Klişeler, yaratıcılara karşı!

Yaratıcılık her ne kadar kağıt üstünde desteklenen, onaylanan, bir erdem olarak övgüleri toplayan bir değer olarak lanse edilse de çoğu zaman önüne dinamitler konulan, hemen anında engellenen bir değer de aynı zamanda.

Küçükken okulda az biraz müfredat dışı hareket eden çocuklar öğretmenleri tarafından ”bu olmamış, ben sizden bunu yapmanızı istemedim” diye reddedilir. Çoğumuzun başına gelmiştir bu. Zaten yaratıcı insanlar, her daim müfredat dışı davranan, hareket eden, üretimlerini müfredatlara göre değil kafa zenginliğine göre üreten insanlardır.

Van Gogh yeni bir sarı bulmuştu. Siz de kendi renginizin peşinden gidin.

Bu yüzdendir ki değerleri, yaptıkları anlaşılana kadar her yaratıcı insanın bir yalnızlık, bir anlaşılma dönemi vardır. Örneğin zamanında Hollanda’da resim algısını tepe taklak eden bir Vincent Van Gogh gerçeği var. Van Gogh, müfredatın hep dışında kalarak, asla mevcut kurallara uymayarak hareket ettirdi fırçasını. Ödülü ise bir tımarhanede yalnız ve perişan halde ölmek oldu.

Hayatı boyunca abisinin para yardımıyla beslendi ve hayatta kalmaya çalıştı Van Gogh. Şimdi tabloları milyon dolara satılan ünlü ressamın hayatta tek bir resim sattığını onun da abisi tarafından moral olsun diye satın alındığını biliyor muydunuz? Yaratıcılık, çoğu zaman dünya tarafından anında gelen reaksiyonlarla ödüllendirilemez. Hatta çoğu zaman bir ceza ile karşılaşır yaratıcılık sosuyla süslenmiş ürünlerin üretimi.

Yalnızlık, parasızlık, çaresizlik, dışlanmışlık hissedenler, yaratıcılıkları için ödül bekleyip de dünyadan haklı ve gerekli cevabı alamayanlardır. Ama yine de korkuya mahal, endişeye lüzum yok. Yaratıcı insanın gövdelerinde büyüyen güç, içlerinde hissettiği enerji her daim var olsun ve böylece kendilerine de yaptıklarına da güvenleri bir an olsun eksilmesin. Dışarıdaki dünya sizi ne kadar aşağı çekmeye çalışsa da yapacağınız şey sabretmek, güç gösterilerine güç gösterileriyle yanıt vermek ve asla başınızı önüne eğmemek olacaktır.

creative photo

Şimdi yazımıza yaratıcı insanlardan neden uzak durulmalı, neden onlara çok da bulaşmamalı sorusuna yanıtlar arayacağız. Hepimizin içinde kendi sarısını bulmuş bir Van Gogh var. Ve o yaratıcı güce güvenerek ilerlemeyi bilmeli ve bize bulaşmalarına asla izin vermemeliyiz.

Yaratıcılığı Arttırma Yöntemleri yaratıcılık diğer erdemler ve değerler gibi artıp azalan bir sisteme sahiptir. Kimileri çoğunluğun ve klişelerin tahakkümü altında daha fazla ezilmemek adına bilerek kendi yaratıcılıklarını köreltirler. Bununla birlikte yaratıcılığı arttırmak da mental ve teknik açıdan mümkündür. Mücadeleyi daha en başta kaybetmemek adına yaratıcılığımı arttırmalı, klişelerin dünyasında her daim özgün ve farklı işlere imza atmak adına bu gücümüzün peşi sıra gitmeliyiz. Hiçbir yerde bulamayacağınız yaratıcılığı arttırma yöntemleri ile karşınızdayız. Şimdiden bol yaratıcı okumalar dileriz.

Yaratıcı kafalar, farklı renklerin insanlarıdır.

Yaratıcı İnsanlara Neden Bulaşılmaması Gerekiyor?

  • Sitemleri kuran onlardır. Kurdukları gibi yıkmasını da bilirler: 

Tipik bir iş yerini ele alalım. Oraya bir dahi, bir yaratıcı gelmeden evvel işler memurluk kıvamında, adeta kendi kendine sağlanmış özel olmayan bir bürokrasi rüzgarıyla yapılır, yapılmaya çalışılır. Ancak bir yaratıcı adam yaratıcı kalbi ve kafasıyla olaya müdahale eder ve çeşitli sistemler, çeşitli farklılıklar getirir. Bunu bir köye atanmış yeni ve idealist bir öğretmen gibi de görebiliriz.

Çünkü yaratıcı kısır döngülerden ve mantıksız işlerden hoşlanmaz. Bu niye böyle diye sorduğu sorunun ardından bu böyle olmamalı yargısı gelir peşi sıra. Sonra bunu düzeltmek, düzenlemek, çeşitli revizyonlarla sağlamasını yapmak ve kuru olana nehirler gibi çağıldamaya doğru değiştirmeye başlarlar. Yaratıcı insanlar ilk gücünü buradan alırlar. Sistem kurmak. Ve bu sistemin her daim yeni ve farklı olduğunu bilerek kurmak bu sistemleri.

Ancak onlara bulaşırsanız kurdukları sistemleri kendi elleriyle yıkmasını da bilirler. O iş yerinde de aynı gri, aynı tek düze günler ve sıkıcı işleyişler peşi sıra yine gelir. Yaratıcı çalışanların, yaratıcı patronların kıymetini bilmeli. Kurdukları sistemler hem yeni, hem eğlenceli hem de zaman kazandırıcıdır çünkü.

  • Alternatiflerle sektöre balta vurabilirler: 

Yaratıcılık, mevcut olana alternatifler getirmeyi seven bir unsurdur. Bu nedenle mevcut olanın kabalığından, tek düzeliğinden ve düpedüz işlemiyor oluşundan şikayet ederek eyleme geçerler. Bugün alternatif enerjiler örneğin hep yaratıcı kafalardan çıkmıştır. Onlar olmasaydı güneş santralleri, yel değirmenleri bir ihtimal olarak bile konuşulmayacak ve biz hala petrolümüz bittikten nasıl enerji üreteceğiz diye kara kara düşünüyor olacaktık.

Bugün petrol sektörüne de benzinle çalışan arabalara da bir alternatif getirilmiştir. Ege ve Akdeniz bölgesi başta olmak üzere yurdumuzun genelinde milyonlarca insan ucuz ve ekonomik yoldan enerji üretip sıcak sulara ve sıcak peteklere alternatif enerjilerle, güneşle ve benzeri doğal destekleyicilerle ulaşıyorsa bu yaratıcı kafaların, mutlak başarısıdır.

Bazen sektörün ağır abileri bu yaratıcı kafaları satın almaya ya da onları tehdit ederek sindirmeye çalışırlar. Ama çoğunlukla nafiledir bu çabaları. Zira gerçekten yaratıcı olan insan yarattığına inanmaya da onları sonuna kadar yaşatmaya da kararlıdırlar. Satın alınan bir kafa yaratıcı değildir zaten. Paralı asker gibi bir şeydir.

Ancak gerçekten yaratıcı olan insan, yarattığı alternatiflerle sektöre ağır darbeler vurup insanların çok daha rahat, kolay ve ekonomik olarak söz konusu hizmetlere ulaşmasını sağlar. Onların idealize edilmiş ölçütleriyle hem dünya hem de sektör derin bir nefes alır ve zenginleşerek yoluna devam eder.

Yaratıcılığınızı En Zor, En Çıkmaz Anlarda Lehinize Kullanabilmek yaratıcılar klişelere karşı demiştik. Bazen klişeler ve bürokratik sıkıcı kuramlar önümüze setler çekip bize engel olmaya çalışır. En zor en çıkmaz anlarda bile mevcut şartları lehinize çevirebilmek için ise ihtiyacınız olan tek şey yaratıcılıktır. Sorunu olan her şeyin birden fazla çözümü olduğunu unutmamak gerek. Tarih, her zaman başına bela kesilen zorluklara sadece kafasını kullanarak mücadele eden ve mücadeleyi kazanan aydın kafaların başarılarını yazmaya devam ettiğine göre… Şimdiden bol keyifli okumalar dileriz.

  • Yeni kurallar yaratabilirler: 

Yaratıcı kafalar, sadece mevcut kurallara alternatif getirmez. Aynı zamanda yeni kurallar da yaratabilirler. Onların bulduğu kurallar ise özünde yaratıcı oldukları için kolay kolay sarsılmazlar, yerine başka bir şey konulmasına izin vermezler. Yaratıcıların koydukları kurallar klişelerin koydukları kurallardan daha özgür ve daha sonuç odaklı olduğu için her zaman için daha tercih edilir olmaktadır.

  • Oyunun sınırlarını belirleyen hep onlardır: 

Oyunun sınırlarını da bir oyunun sınırı olup olmadığına da yaratıcı kafalar karar verir. Bundandır ki onların başarılarının da çoğu zaman bir sınırı olmaz. Bir yaratıcı kafaya çatmadan, bulaşmadan önce bir değil en az iki kere düşünmekte fayda var. Zira onlar oyununun sınırlarını belirlerken sizin yerinize de düşünecektir.

  • Birbirinden farklı mücadele taktikleriyle sizi yenebilirler: 

Klişe kafaların mücadele taktikleri de teknikleri de hep bir kısır döngünün içindedir. Ancak yaratıcı kafaların ortaya döktüğü çözümler ve karşı koyuşlar her daim beklenmedik yerden beklenmedik silahlarla sağlandığı için, onlara yenilmeniz çoğu zaman an meselesi olacaktır. Yaratıcı kafalarla mücadele etmek yerine onların safına katılmalı ve klişe olma hastalığından yaratıcılık dehasına sığınarak kurtulabilirsiniz.

Yorum yapın