Yiyecek İsrafını Önlemek İçin Yapılabilecekler

Merhaba pek değerli parlak fikirler okurları ve takipçileri. Bu yazımızda yine sosyolojik bir yaraya parmak basacağız. Yiyecek israfının ne gibi sonuçlara yol açtığını ve bu topyekün zararlı olan alışkanlıktan nasıl kurtulabileceğimizi konuşacağız. Ama öncesinde size küçük bir hikaye anlatacağız.

Alim bir adam yanında iki arkadaşıyla bir yerden yürüyerek geçiyormuş. Derken kapısı açık bir tuvaletin önünden geçmek zorunda kalmışlar. Pis koku nedeniyle o iki arkadaş burunlarını tutup suratlarını ekşiterek söz konusu kapıdan uzaklaşmışlar. Ancak alim bir süre daha orada kalmış ve en sonunda arkadaşlarına dönüp şöyle demiş:

”Onlar bana lisan-ı halleriyle şöyle diyorlar. Biz daha dün mis kokulu yiyeceklerdir. Bizi almak için pazarlarda birbirini çiğniyordunuz. Yalnız sizinle bir gün geçirdik ve oluştuğumuz hal şimdi böyle. Bu durumda sizin mi bizden kaçmanız gerekiyor yoksa bizim mi sizden?”

İnsan, yapısı ve doğası gereği tüketici bir varlıktır. Önüne geleni sonrasını düşünmeden ve düşünülmesine de izin vermeden hunharca tüketir durur. Bununla birlikte bir tüketim toplumu, sorgulamayan, dalgasına bakan bencil ve narsist bir topluluk oluştu. İsraf kültürü de buna aldırış etmemezlik de bunun sonucu oluştu.

Şimdi şöyle düşünmeliyiz. Bir insan bile bile göre göre neden yemek israfı yapar? Bu gezegende milyonlarca aç insan varken, o yemeyeceği kadarını neden satın alır, neden pişirir ve neden sofrasına koyar? O yemekleri çöpüne atarken vicdanı sızlamaz, aklı karışmaz mı? Sanırım hayır. Uygar toplumun kaderci anlayışı birine merhamet etmeyi içermez. O kendisini kurtarmışsa, herkes kurtarabilir ve gün o da israf yapma hakkını elinde bulundurabilir.

Elbette bu çarpık bir bakış açısı ve dünya anlayışıdır. Şimdi yazımızın geri kalanında öncelikle yemek israfını önlemek için yapılabileceklere bakacağız. Buyurun efendim.

Toklar, bizden daha aç!

Evet, böyle bir toplumsal deyiş vardır. ”Toklar, bizden daha aç.” Burada biz ile kastedilen zamir, açlardır. Tokların, açlardan daha aç olduğu bir dünya düzeninde ironiyi de bu oluşturur. Dünyaya en büyük zararı zenginler yani tüketiciler verir. Tüketiciler aldıklarının yarısını yiyerek yarısını ise yemeyerek tüketir. Bundandır ki şehir çöplükleri hep yarısı yenmiş ayakkabılar, hala sağlam ayakkabılar ve benzeri eşyalar, gereçlerle doludur. Bu tüketici kafasından uzaklaşmazsak dünya dev bir çöplüğe dönüşecek.

Ev Ekonomisi İçin Tasarruf Yöntemleri israf etmemek kadar tasarruf etmek de mühim bir mesele. Zaten ikisinin dengesi oluşturulursa mutlak tüketim toplumundan üretici sınıfına geçebiliriz. Ev ekonomisi için tasarruf yöntemlerini benimsedikten ve öğrendikten sonra geriye bunu uygulamak ve kayıptan kazanç elde etmek kalıyor. Şimdiden iyi tasarruflar.

Yiyecek İsrafını Önlemek İçin Yapılabilecekler 

1- Konserve ürünlere odaklanın: Konserve yiyecekler iyi korunurlar. Bu nedenle alındıktan sonra uzun bir süre tüketilmese bile uzun ömürlü olurlar. Ancak biz modern insanlar genelde alışveriş merkezlerinde o an canımız istediği şeyleri alıyoruz. Ama sonra eve gelince her birini açıp biraz biraz yiyoruz. Geri kalanlar da açıldıkları için çok kısa bir süre sonra bozuluyor. Bozulmaları gerek zaten. Yoksa yenisini almak zorunda kalmazsınız!

Ancak size düşen tok karnına alışveriş merkezlerine gitmektir. Aç karnına gittiğinizden çok daha uygun ve mantıklı alışverişler yapacağınız kesinleşecek. 🙂

2- İsrafın zararları üstüne bilinçlenin ve çocuklarınıza bu zararları öğretin: Benim israfım başkasının kaybına neden oluyor. Başkaları kaybettiği için ben israf etmeye devam ediyorum. Özgürlük birinin alanına saygı duymakla başlıyorsa az ve öz tükerek kendimizi dünya sistemiyle barıştırmamız gerekiyor. İsrafın zararları üstüne bilinçlenme ve artık olgulara da kurumlara da objektif gözle bakmalıyız. Bir markette herkese yetecek kadar ürün varken herkese yetmiyorsa, birileri hiç yiyemeyip birileri aşırı yiyorsa bu bir zarardır, öğrenilmesi ve öğretilmesi gereken bir zarar.

3- Yemek bozulmadan atmayın: Eskiden tamir ederdik, atmazdık vecizesindeki tespite hayran olmamak elde değil. Artık yemek bozulmadan değil direkt kalan ne varsa atılıyor. Sahi ya kim uğraşacak saklama kaplarına yemek boşaltmayla? Hem buzdolabında az yer kalıyor sonra. Bu doluluk, bu doygunluk, insanları umursamaz olmaya itiyor. Umursamazlık da yemek israfını tetikliyor.

4- Turşu yapmayı ailelerinizden öğrenin: Turşu yapmak, sadece damak tadı için aynı zamanda iyi bir tasarruf örneği için gereklidir. Turşu yaparak birçok sebzeyi çok daha verimli ve lezzetli kullanabilirsiniz. Sanırım içinde ne olduğu belli olmayan abur cuburları yemekten daha faydalı. Siz ne dersiniz?

5- Şeker düşkünlüğünü belli bir seviyede tutun: İnsan şeker bağımlısı haline geldikçe, daha fazla tüketmeye endeksleniyor. Şeker, daha fazlasını talep eden, bunu doğuran sonuçlar doğuruyor. Bu nedenle şekerli şeylerin tüketiminin minimum seviyeye çekilmesi, dolaylı olarak israfın da önüne geçecektir. Şekeri Kısmak Para ve Sağlık Mı Demek? adlı makalemiz de aile bütçesini kara kara düşünenler ve yemek israfına dur demek isteyen okurlarımız için birebir olacak. Şimdiden güzel okumalar diliyoruz.

6- Yiyebileceğiniz kadar pişirmeye özen gösterin: Belki de en önemli husus bu. Altını çizerek söylüyoruz ki evlerinizde, tatillerinizde, partilerinizde yiyebileceğiniz kadar pişirmeye özen gösterin. Bir el ayarınız, bir göz hesabınız vardır elbet. Birkaç dakikalık bir hesapla kaç kişilik bir aileyseniz ne kadar yiyebileceğinizi tespit edebilirsiniz. Böylece yemekler sonradan çöpe değil yeniden sofralarınıza geçer. Bu da aile bütçenize uygun olarak size olumlu sinyallerle yansır. Size ve mutfak harcamalarınıza elbette.

Kötü görüntü.

Bu fotoğraf nerede çekilmiş bilmiyoruz. Ama gün sonunda bir restoranın o günlük çöpü olabilir bu. Gün içinde hanelerde, evlerde, iş yerlerinde, lokantalarda ve kısacası yemek yenilen her yerde bir israftır gidiyor. Bu israf, hesap edememenin israfı değil. Bu israf, düşünmemenin israfıdır. Geriye kalan bu çirkin görüntüler ise insan oğlunun ne kadar bencil ve düşüncesiz varlık olduğunun günübirlik kanıtlarıdır.

Yiyecek İsrafının Zararları Nelerdir? 

1- Çöplük Dünya: Dünya, günde trilyonlarca çöp üretiyor. O çöplerin ise en az yüzde otuzu kullanılabilir, yenebilir kaynaklarla dolu. Çöplük dünya diye henüz bir belgesel yapılmadı. Ama çöplük adlı bir belgeselde bir yaratıcı adamın yoksul insanlar için çöplükten bulduğu parçalarla eşyalar ve hediyelik süsler yaptığı bir belgesel var. Dünya, çöplüklerinden yapılan şeylerle bile güzel iken, insan çeşitli israflarla onu çirkinleştirmeye devam ediyor.

2- Açgözlü ve tatmin olmayı beceremeyen insanlar: 

3- Dünya düzeninde gözle görülür dengesizlik: Bir taraf çok yediği için hasta, bir taraf çok az yediği için. Bir taraf aşırı zengin, bir taraf körlemesine fakir. Bir taraf yokluk içinde can çekişiyor, bir tarafın canı fazla varlıktan sıkılıyor. Dünya düzeninde akıllara, mantıklara sığmaz bir eşitsizlik bulunuyor. Ve bu eşitsizlik, günümüzde en son noktasına vardı. Yemek israfı hem bir şeylerin nedeni hem de sonucu.

Kaçımız yemeğini bitiriyor?

Evet arkadaşlar. Kaçınız tabağı böyle bıraktı çöpe? Kaç kere. Kendi adıma dürüst davranmam gerekirse ben de onlarca kere tabağın geri kalanını böyle attım. Annelerin meşhur lafıdır. Siz açlık görmemişsiniz. Evet biz açlık da yokluk da görmedik. Bu nedenle başka insanların şükredeceği şeylere gözümüz kapalı isyan edebiliyoruz. Yemeği beğenmiyoruz ama insanların açlıktan ölebildiği bir dünyada yaşıyoruz.

Tabaklar başkaları için hep boş kalır bizim aşırı dolu tabaklarımızın büyük parçaları çöpleri boyluyor.

Yorum yapın