Her yaştan kişi tarafından sıklıkla kullanılan sanal platformlar artık sadece eğlencenin merkezi değil aynı zamanda para kazanmanın alternatif kaynaklarından biri. Sadece on yıl önce televizyonun üstlendiği bu misyon artık internetin omuzlarında. Tek bir video ya da fotoğraf karesi ile ünlü olmak, milyonlarca kişi tarafından bilinmek mümkün. Hem de kuru kuruya bir ünlü olma durumundan bahsetmiyoruz burada. Bir yazarın da güzel bir şekilde tanımladığı gibi artık ‘meşhuriyet çağında’ yaşıyoruz. Kimileri kazalarla, kırdıkları potlarla ya da saçmalıklarıyla gündeme geliyor. Bu şekilde gündeme gelmek para kazandırmadığı gibi itibarı da sıfırladığı için oldukça zararlı bir ticaret olarak aklımızda bulunsun.
Günümüzde özellikle 18 – 30 yaş aralığındaki genç nüfus Youtube’da komik videolar çekerek para kazanmak istiyor. Belli bir izleyici kitlesine ve abone sayısına ulaştıktan sonra kazanacak olan paranın herhangi bir sınırı yok. Youtube’da 18 yaş sınırı da bulunmuyor. İnterneti verimli ve doğru kullanan 16 – 17 yaşındaki gençler de özellikle kendi yaşıtlarına hitap eden skeçler, komik videolar ve kısa filmler hazırlayarak bu sanal sektöre hızlı bir giriş yapabilir.
Türkiye’nin nüfusu oldukça genç ve giderek gençleşiyor. İşin püf noktası gençliği yakalamakta. Bunu da gençlere özgü bir dinamizmle ve sürekli olarak yenilenen bir içerik / üslup aromasıyla yapmakta fayda var. Kendini tekrarlayan programlar ve esprilerle ancak belli bir noktaya kadar ilerleyebilirsiniz.
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Şaklabanlık Reyting Getirir mi?
Youtube’da video yayımlamak isteyenleri büyük bir tehlike bekliyor. Şaklabanlık / Maymunluk ile Gerçekten Komik Olmak arasında çok ince bir sınır var. Bu nüansı belirleyip ne fazla katı ne de fazla large olunmalı! Bunun dengesini ve ayarını iyi tutturan kişiler çok geçmeden istedikleri ve talep ettikleri başarıya er ya da geç ulaşırlar.
Şaklabanlık ise göreceli bir unsur olarak reyting getirebilir. Reklamın iyisi kötüsü olmaz diye düşünürseniz yapacağınız saçma sapan hareketler dahi birilerinin ilgisini çekip size reyting sağlayabilir. Ama bu noktada kişinin elinde olmayan parametreler devreye girecektir. Biri eline akıllı telefonunu alıp ‘ne saçmalamış bu’ diye sizin videonuzu açar ve izler. Sonra o biri, binlere ulaşır, o binler de milyonlara. Ama unutulmamalı ki internette viral olmuş pek çok videonun ömrü sadece birkaç günlüktür. O da en iyi ihtimalle. Çoğu zaman sabah viral olan videonun yerini akşam başka bir başlık, başka bir konu alacaktır. Malum gündem cehenneminde yaşıyoruz. Artık herkes, her şeye anında erişebiliyor. Bu da insanların çok daha seçici ve tabiri caizse mıymıntı olmasına neden oluyor.
Şaklabanlık seviyesini iyi ayarlamakta fayda var. Bazı hareketler o kadar itici addedilir ki daha ilk videonuzda güme gidebilirsiniz. Bu nedenle mizahın da kalitelisine yönelip ince espriler, kurguya ve hikayeye dair gülmeceler üretmek çok daha sağlıklı olacaktır. Özellikle Youtube aleminde kalıcı olmak istiyorsanız, ince eleyip sık dokumalı ve buna göre içerikler üretmelisiniz. Aksi takdirde sadece birkaç hafta konuşulan bir sima olmaktan öteye gidemezsiniz.
Reklamın iyisi kötüsü olmaz cümlesi de tartışmaya açıktır. Kötü reklamı olan ünlülerin dizi projeleri bile iptal edilirken, bu platformda aşırıya kaçan şaklabanlıklar fenomen odaklı kariyerinizi daha yolun başındayken baltalayabilir.
Youtube Videolarıyla Nasıl Gelir Elde Edebilirim?
Youtube videolarıyla para kazanmak mümkün. Binlerce rakibinizin bulunduğu bu ortamda her daim taze içerik üretip insanları gerçekten güldüren kısa videolar hazırlamalısınız. Öncelikli olarak işin teknik kısmını halletmekte fayda var. Birçok kişi sadece ev ortamında ya da dışarıda video çekip direkt olarak Youtube’da koyarak para kazanabileceğini zannediyor. Öncelikli olarak bu platformun size sunduğu içerik stüdyosuna tıklamanız gerekmektedir. Ondan sonra ise kanal ve durum özelliklerinin her ikisi de açılmalıdır. Akabinde ‘Para Kazanma’ kısmını etkinleştiren Youtuber’lar ilk önemli kısmı kat etmiş olur.
Youtube’da gelir elde etmek için mutlaka sponsor bulunmalıdır. Sponsor bulmak tabiri aslında sponsorun sizi bulması olarak tersine çevrilebilir. Zira bunun için iki farklı yöntemden birini tatbik etmeniz gerekiyor. Ya çok kısa süre içerisinde inanılmaz bir oranda izlenme rekorları kırmalısınız. Ya da ürettiğiniz özel içeriklerle hatırı sayılı kişilerin dikkatini çekmelisiniz. Biri sizin videonuzu izledikten sonra ‘Bu çocukta iş var’ yahut ‘bu kızda yetenek var’ gibi cümleler kurabilmeli. Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.
Tabi siz de videonuzu çekip bir köşede keşfedilmeyi beklememelisiniz. Artık herkes sosyal medya hesaplarını aynı zamanda bir reklam platformu olarak kullanıyor. Twitter, Facebook ve Instagram’dan videonuzu aralıklarla paylaşmalısınız. Az paylaşırsanız birilerince görülme ihtimali azalır, çok paylaşırsanız çok ‘göze parmak‘ olacağı için itici bulunabilir. Her şeyde olduğu gibi bunda da dengeyi tutturmakta fayda var. Sponsorlarla imzalanacak anlaşmalar genellikle video sayısınca oluyor. Bazı sponsorlar ise videolarının arasında kendi reklamlarını yapmanızı isteyebilir. Bazıları ise doğrudan doğruya içeriğe yön verip sizin konu başlıklarınızı belirleyebilir. Hepsine eyvallah deyip para kazanma yolunda emin adımlarla ilerleyebilirsiniz.
Marjinal ve Farklı Olmak Neden İzlenme Getiriyor?
Bu sorunun çok katmanlı birden fazla cevabı bulunuyor. Öncelikli olarak marjinal kelimesinin ne ihtiva ettiğine bakmakta fayda var. Marjinal demek sıra dışı olmak, yani belirgin bir sıranın dış hatlarında kendi yolunu çizmek ve çizdiği bu yola başkalarına da kılavuzluk etmek demektir. Gündelik hayatında sıkılan ve günü zor akşama çeviren kalabalık kitleler en azından interneti bir kaçış ortamı olarak değerlendiriyor. Pek tabi gündelik hayatın tekrarlanan rutininden ve onun açmazlarından kaçmak için. Bu kaçışı da başkalarının videoları ve ürettikleri üzerinden yapıyorlar. Youtube’a girdiklerinde zor tamamladıkları bir mesai gününün sıkıcılığında içerikler görmek istememeleri en doğal hakları. Farklı olmak ve o farklılığı en sade, en renkli bir biçimde dışa vurmak bu yüzden bu kadar önemli.
Youtube’daki videolar ne kadar kısa olursa izlenme ihtimali de o kadar artıyor. Çok ünlü bir yönetmenin ödül konuşmasında itiraf ettiği gibi: Artık uzun değil kısa metraj filmler çağında yaşıyoruz. Siz de fenomen olma yolunda Youtube’a yüklediğiniz her videoya bir kısa film muamelesi yapmalısınız. Kısa ve vurucu! En uzun videonuz maksimum dört – beş dakika olmalıdır. Buradan anlaşılacağı üzere sadece marjinal ve farklı olmak değil o marjinalliği kısa süre içerisinde izleyicilere aktarmak da başarının önemli bir parçası.
Her zaman için orijinal olanı kovalamakta fayda var. Öbür türlü rutinler sizin üzerinizden de tekrarlanır ve bu tekrar, kanalın (sizin kanalınızın) değiştirilmesiyle son bulur.