Rekabet denilince akan seller durur. Kafalarda bir karışıklık, şimdi ne olacak telaşı ve acaba batacak mıyım endişesi yerleşir.
2017 yılına yaklaşırken önce şunun farkında ve ayrımında olmak durumundayız. Artık iş kolunuz ve sahanız ne olursa olsun müthiş bir rekabet ortamı sizi bekliyor. Hani kıyasıya diye tabir edilecek düzeyde yüksek bir rekabet ortamı. Bu rekabet çevresini, borsa cihazları karşısında terleyen, gözlüklerinin buğularını silen, grafikler yükselince birbirine sarılıp düşünce kafalarını masalara gömen insanların oluşturduğu sinematografik bir görüntüyle özdeşleştirebiliriz.
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Yüksek Rekabetin Nedenleri Nelerdir?
- Hiç kuşkusuz ki ilk neden artan nüfustur. Şimdi nüfus ne güzel artmış, tüketici ve bizden alışveriş yapacak insanların sayısı artıyor demek en hafif tabirle saf dillilik olur. Çünkü tüketici ne kadar artarsa artsın, o tüketicilerin aynı ürünü ya da hizmeti alabileceği kurumların, firmaların, küçük işletmelerin ya da büyük şirketlerin sayısı da artmakta. Hem de bir istatistik verecek olursak tüketiciler on artıyorsa, tüketicilerin ihtiyaçlarına karşılık verecek firmalar 100 artıyor.
- Çünkü globalleşen dünya ile birlikte yüksek rekabet ortamını ve hızını belirleyen yegane unsur, artık tek bir ürün satışında bile söz konusu şirketlerin kapsama alanlarına sahip olmasıdır. Eli kolu uzun şirketler, interneti, güncel dijital platformları ve son teknolojik cihazları gayet yerinde kullanarak endüstriyel pazarın büyük bir kısmına ulaşma şansını yakalamıştır. Artan nüfus da bunun tuzu biberi olmuştur. Zira önceden bir işi bir ülkede 200 kişi yapıyorsa bugün bu sayı 2000 kişi dolaylarındadır.
- Sistemin kasti bir şekilde oluşturduğu bir göz yanılgısı zinciri mevcuttur. Bu da ”bu işte herkese ekmek var” deyişidir. Hayır, bir işin kotası bellidir. Hedef kitlesi de bellidir. Rakamlar, sayısal veriler ve diğer değerler gösteriyor ki ne satıyorsanız satın bunu dünyanın tamamına satamazsınız. Yani iş ne olursa olsun, oranın dağıtılması gerekir. Ve hepimiz de gayet iyi biliyoruz ki bu paylaşımlar hiçbir zaman adil olmaz. İhaleler, anlaşmalar, her zaman kendi ortam koşullarını da beraberinde getirir ve bu koşullara uymanın birçok açıdan ön şartlarının kurulması gerekir.
Rakiplerle Başarılı Rekabet Etme Sanatı adlı yazımızı okuduğunuzda, hangi iş alanında, hangi üretim faaliyetinde olursanız olun, daha en başta rekabetin bir sanat olduğunu ve bu sanata hak ettiği incelikte davrandığınız ve hareket ettiğiniz takdirde yola başarıyla çıkmış olursunuz. Rekabet bir sanattır. O sanata uygun hareket etmekte fayda var.

Rekabet Dediğimiz Hep Kötü Bir Şey Midir?
Bunca zamandır bize rekabet ortamı kötülendi. Ancak rekabetin de yararları tarafları vardır ve itinayla bu yararların gözlemlenmesi gerekir. Bir kere rekabet ortamında fiyatlar yarı yarıya aşağı çekilir. Ama bu hem tüketicinin yüzünü güldürür hem de sürümden kazandıracak şekilde kurumların yüzünü güldürür.
Fiyatları aşağı çekmek zararına satış gerçekleştirmek demek değildir zaten. Bilakis, müşterinin ayağını alıştırmak tabiri tam da bu noktada can bulur ve hayata geçer. Rekabet ortamında rakiplerini yenmek ve alaşağı etmek isteyen firmalar, fiyat konusunda kıyasıya bir rekabete girerler ve en sonunda en makul, en ekonomik fiyatı çekenler müşterilerin de çoğunluğunu kazanmış olur.
Önemli olan rekabet ortamında fiyat ve kalite dengesini korumaktır ve bunu ters orantıda sağlama almayı bilmektir. Kalite arttıkça fiyat düşüşü yaşanıyorsa, bilin ki bir üretici firma olarak doğru yoldasınız demektir.
Aynı zamanda kimi firmalar vardır ki rekabet ortamının kaotik atmosferinden faydalanarak kaliteyi düşürüp fiyatı arttırarlar. Nasılsa pahalı olan kalitelidir illüzyonundan faydalanmak isteyen bu firmaların, sonu karanlıktır. İktisat tarihinde bunların örneklerine sıkça rastlanır. Siz onlardan olmayın.
İş Dünyasında Kibirli Rakiplerimizi Nasıl Tongaya Düşürebiliriz? başlıklı makalemiz kibirli olmak gibi büyük bir psikolojik durumun içinde yer alan rakiplerimizi nasıl iktisadi tuzaklar ve psikolojik hamlelerle saf dışı bırakacağımıza dair ciddi doneler veriyor. Makalemizi okuduktan sonra kibirli rakiplerinize öfkelenmek yerine onlara acıyabilir ve onları artık rakip sıfatında görmemek adına harekete geçebilirsiniz.
Rekabetin Değişen Yüzü
Rekabetin değişen yüzünü de bu yazımızda kısaca da olsa anlatmak istedik. Tarih sadece ders kitaplarında değil iktisadi ortamda da izlenmeli ve gereken dersler alınmalı.
Önceden reklamlar aracılığıyla bir firma, diğer firmayı aşağılayabilir, direkt onun amblemini ve ürününü kullanarak onunla dalgasını geçebilirdi. Ancak bu belli bir noktadan sonra yasaklandı. Eski reklamları görürsünüz rekabetin nasıl da göze parmak şeklinde net ve dolaysız olduğunu görebilirsiniz. Örneğin bir kola reklamı vardı. Reklamdaki çocuk önce rakip firmanın kolasından iki tane alıp daha sonra o kutu kolaların üstüne basarak aslolan kolayı alabiliyordu makineden. Yani rakip kola, diğer ana kolaya ulaşmak için kullanılan ve ayaklar altında kalan bir figürdü sadece.
Artık rekabet çok daha profesyonel ve gizli mesajlarla dolu. O nedenle siz de rekabet ortamında kurabileceğiniz ve yapabileceğiniz işler konusunda aynı gizlilikle ve profesyonellikte davranmayı bilmelisiniz.
Yüksek rekabet ortamında kırılmayan tek yumurta siz olun!
Yüksek Rekabet Ortamında Kurabileceğiniz ve Yapabileceğiniz İşler
- Rekabet eden firmaların gerçek yüzlerini yansıtan rehberler kurmak: Bu rehberler sayesinde hangi firma ne üretiyor, o ürettiği şeyleri hangi koşullarda üretip nasıl satışa çıkarıyor doğrudan diğer firmaları ve müşteri konumundaki halkı ilgilendiren rehberler kurabilirsiniz. Böylece firmalar da rakiplerini bu gizlilik ortamında en azından takip edebilir ve onlara dair genel geçer de olsa bilgilenebilir. Sizin yaptığınız hizmet ise rekabet dünyasına yeni bir soluk, yeni bir yön verecektir.
Bu tür rehberleri kurmak hem iş dünyasını aydınlatmak hem de çok kazanmak için referans niteliğindedir.
- Müşteri Yorumlama Sistemleri Geliştirmek: Bu sayede en çok olumlu yorum alan firma otomatik olarak en iyi olacaktır. Siz bu noktada sadece ortam oluşturucu ve yön verici olacaksınız. Ancak firmaların öznel yapılarında da müşterilerin yaptığı kişisel yorumlarda da herhangi bir soyut ya da somut katkınız olmayacak. Sadece ortamı kurup bir anlamda müşteri ile firmaların arasındaki bürokratik oluşumları yıkmış ve daha işler hale getirilmiş bir iletişim paneli kurmuş olacaksınız.
Rakipleriniz düşmanlarınız değildir! yazımızı okuyun ve rakiplerinizin de birer insan olduğunu görün. Yüksek diye tabir etsek de kızışan rekabet ortamlarından dem vursak da acımasız olmak ne size ne de başkasına kazandırır.
- Kimin en güvenilir olduğunu açığa çıkaran ve firma / tacirleri bağlayıcı sistemler kurmak: Bunun en yetkin örneğini ”armut” sitesini örnek vererek gösterebiliriz. Bununla birlikte güvenilir kim, en güvenilir hangisi gibi akıllarda kalan soru işaretlerine kurum bazında vermek için kuracağınız ve yapacağınız işlerden bir diğeri de bu olarak görünmekte. Bu sistemleri kurmak için ise çok yüksek perdeden dijital uzmanlarına ihtiyacınız olmadığını da ekleyelim.
- Sektörde iş alanını özeleştirmek: Böylece rekabetten sıyrılabilirsiniz. Yüksek rekabet ortamlarında herhangi bir iş alanını özeleştirdiğiniz takdirde, o alanda en azından, üretimi sadece siz sağlamış olursunuz. Diğer firmaların o özel alana geçmeleri ise yıllarını alacağı için siz rahat ve tek olarak rakipsiz rekabetsiz yolunuza devam etmiş olursunuz.