Zaafı Olmayan Bir İş İnsanı Olmak İyi Bir Şey Mi?

Merhaba arkadaşlar. Birbirinden ilginç ve özgün konularda yazmaya, size yol göstermeye kaldığımız yerden kaldığımız hızla devam ediyoruz.

Bugünkü konumuz. Zaaflar… İnsanların eksikliği, zayıflığı ile birlikte bir bütün oluşturarak bazen insanın kendisine bir tuzak, bazen ise bir ödül olarak geri dönen, merak noktası ve ilgi odağı olarak insanın zihninin allak bullak eden zaaflar. Bu yazımızda evvela günümüz modern dünyasında insanların mevcut zaafları nelerdir, onları bir konuşacağız. Daha sonra zaaflarla baş etmenin yollarını yine akademik ve bilimsel verilerle sizlerle paylaşacağız. Zaaflarda önemli olan 2 kural başlığımız ile birlikte ise zaaflarınızın üstünden gelmeyi başaramıyorsanız bile onları kendinizden mümkün olduğunca uzak tutmanın incelikli yollarını göstereceğiz.

Türk şiirinde çok güzel bir dize var. ”İnsanız, affet.” Yine bir Türk deyişi olarak kafiyesiyle de insanın aklında yer eden pek harika bir söyleyiş var: ”Beşer, şaşar.”

İnsan, yapısı gereği doğumundan itibaren ölümüne kadar hata yapma potansiyeli taşıyan kusurlarla, çünkü zaaflarla dolu bir varlıktır. Günah işleme potansiyeli de tam olarak bu noktadan başlar. Adem’in cennette elma yemesi meseli tam olarak bu noktaya parmak basar zira. İnsan, yaratılış serüvenine ve dünya macerasına bir ”hata” bir ”olmamışlık” ile başlamıştır.

Bu nedenle diyebiliriz ki zaafı olmayan insan zaten yoktur. Herkesin çeşit çeşit, katman katman zaafları vardır ve insan var oldukça, nefes aldıkça olmaya da devam edecektir. O nedenle şu aforizma bize birçok karanlık işareti aydınlatacak güçtedir. ”Kusursuzum diyenin en azından bu kusuru vardır.’

Demek ki neymiş sevgili parlak fikirler okurları. İnsan, varsa zaaflarıyla varmış. Bunu şöyle bir açıklama ile örneklendirmek daha keyifli ve anlaşılır olacaktır. Bir maç izleriz. Spiker heyecanlı bir şekilde konuk takımın atağını anlatmaktadır. Sonra der ki savunmanın hatası ve gol! Sonra spikerin yanındaki yorumcu da şöyle bilmiş bilmiş konuşur. ”Bu golün tek sebebi, karşı takımın yaptığı hatalardır.” Kimse de demez ki biri hata yapacak ki diğeri gol atabilsin. Birilerinin amacına gittiği yolda zafer elde etmesi için rakiplerinin hata yapması, bocalaması ve tutukluk yapması gerekir.

İki tarafın da kusursuz oynadığı bir maç en fazla berabere biter. Bir de şöyle bir örnek vardır ki aynı derece de saçmadır. Kusursuz bir şut. Top az farkla dışarı çıkıyor. Şut, kusursuz olsaydı gol olması gerekmiyor muydu? İnsan zaaflarıyla varsa ve kusursuzca bir zafer inşa etmesi gerekiyorsa belki de evvela yapması gereken şey zaaf ve zafer kelimelerinin tam karşılığını hayatının içinde bulmasıdır.

SEKTÖRÜNÜZDE BAŞARIYI YAKALAMANIZ İÇİN OLMAZSA OLMAZ 5 KURAL zaafların tam karşısında kural kaleleri vardır. Kurallarınızı bir kale gibi inşa edip bire bir uygulama yoluna giderseniz zaaflarınız giderek keskin bir şekilde zafere ulaşacaktır. Sektörünüzde başarı yakalamak ve daim kılmak için edinmeniz ve tatbik etmeniz gereken 5 kural parlak fikirler farkıyla burada.

Zaaflarınız sizi aşağı çekebilir. Dikkat edin!

ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :

Modern Dünyanın Zaafları Neler? 

Herkesin bir şekilde zaafları var dedik. İş dünyasında da olsun özel ve sosyal hayatında da olsun bu zaaflar, her yöne etki eden çok yönlü katmanlara sahiptir. Yani iş dünyasında olan bir adamın kendisini ilgilendiren ve çoğu zaman basiretini bağlayan zaaflar, tüm hayatına etki eder. Aynı şekilde evden çalışan biri bile zaaflarının etkisini tüm hayatına yansıtacak şekilde yaşar. Zira insanı ilgilendiren her şey insanda başlar ve yine insanda biter.

Zaaflar dönem dönem değişir. Bu nedenle başlangıçta ”modern” dünyanın zaafları diye ayrıca belirtmek durumunda kaldık. Peki nedir modern dünyanın bulaştığı zaaflar? Ne yapsa da kurtulamadığı belki de kurtulmayı bir an bile aklının ucundan geçirmediği zaaflar? Nelerdir?

Bilindiği üzere iş dünyası da politika hayatı gibi genelde erkeklerden oluşur. İş dünyasındaki erkeklerin biricik zaafları ise kadınlardır. Patron – sekreter bağlantısı nice kitaba, nice filme konu edilmiştir. Bir erkeğin, üstelik iş dünyasındaki bir erkeğin birinci zaafını kadınlara olan zaafı oluşturur. Kadınlara zaafı, para kazandıkça daha da artar. Zira para o zaafın tatmini için gereken tüm koşulların sağlanmasını sağlar.

Bununla birlikte kumar da en büyük zaaflardan biridir. Bu bazen gidip bir kumarhaneye oyun oynamak şeklinde tezahür eder. Bazen ise iş hayatının kendisiyle kumar oynamak şeklinde gerçekleşir. Kumar zaafı bünyenin ve ruh hallerinin her yerine öyle bir işler ki, bu zaaftan muzdarip kişi kişisel hırslarının çeperinde girdiği gereksiz riskler ile birlikte adeta şirketiyle, işletmesiyle kumar oynar.

İŞ HAYATINDA İSTİKRARIN TEMEL KURALLARI zaafların tam karşısında kurallar var demiştik. Ne kadar az zaaf  o kadar çok kurala uymak anlamına gelmektedir. Zaaf istikrarı sekteye uğratan bir bozgundur. O nedenle bir kurallar bütünü koymak önümüze ve ona göre yol almak her zaman bizi zaaflardan uzaklaştırırken zafere de bir adım daha yaklaştırır. İş hayatında istikrarın temel kurallarını öğrenmek için yazımıza tıklamanız yeterli olacaktır. Şimdiden keyifli okumalar!

İş dünyasında tepetaklak olmamak için zaaflarınızı yönetmeyi bilin!

Zaafların Nedeni Nedir? 

Zaafların kişisel nedenleri olabildiği gibi genel manzarada bir bütün olarak değerlendirebilecek genel nedenleri de vardır. Bunlardan ilki hiç kuşku yok ki açgözlülüktür. İnsan doğası gereği aç gözlü olduğu gibi, yine doğası gereği bu açgözlülüğünü sindirmek bastırmak yerine daha da çoğaltmak adına hareket eden bir varlıktır. Çünkü insana göre, özellikle kendi çıkarları ve bencilliği söz konusu ise, aç gözlülüğün hiçbir sakıncası yoktur.

Daha fazla sevgi, daha fazla övgü, daha fazla hayranlık kazanmak için zaaflarına yüklenir de yüklenir. Sonunda zaafların tatmininin tam bir kayıp olacağını bilse de bundan asla vazgeçmez. Adeta oynatılan filme bile bile inanmak, bile bile lades deyip oyunu kaybetmek demektir bu.

Zaafların bir diğer nedeni hırstır ve hazcılıktır. Felsefede bunun adına ”hedonizm” denir. Varsa yoksa haz ilkesiyle çalışır bu insanların beyinleri de kalpleri de. Birilerini üzmüş, kalbini mi kırmış, birilerini mi kızdırmış, umurlarında değildir. Varsa yoksa kendi keyifleri, kendi zaaflarının tatmini, kendi eğlenceleridir.

Zaafların son nedeni ise insanın kendini bilmemesidir. İnsan bu benim zaafım der ama acaba o onun zaafı mıdır yoksa dış dünyadan kendisine yüklenen illüzyon halinde bir sapma hali midir? Bazen insan şöyle bir düşünse o kadar çok istedikleri şeylerin aslında hiç de istemedikleri şeyler olmadığını da görecektir.

Zaaflarda Önemli Olan 2 Kural!

Kimse kusursuz değildir. Bunda hepimiz hemfikir olduğumuza göre zaafları yok etmek yerine – ki böyle bir şey mümkün görünmüyor – onları en aza indirgemek, görünmez ve zararsız kılmak en mantıklı şey gibi görünüyor.

Önemli olan 2 kuraldan ilki zaaflara teslim olmamak, ikinci kural ise onları kullanmayı bilmektir. Evet, zaaflara teslim olduğunuz takdirde siz onlar tarafından kullanılmaya başlarsınız. Zaaflarınız gününüzü belirler, gününüzü, kalbinizi, beyninizi, kısacası tüm hayatınızı kontrol eder ve yönetir. Ancak tam tersi olduğunda işler değişir. Siz zaaflarınızı kullanmaya, adeta onlarla oynamaya başlarsınız.

Zaaflarınız ne olursa olsun onlara teslim olmamayı ve onların üstesinden gelmeyi bilin. Bir başka yazıda daha görüşmek üzere şimdilik hoşça kalın!

Yorum yapın