ZENGİN ADAM VS FAKİR ADAM KARŞILAŞTIRMASI

Zengin adam vs fakir adam mukayesine değineceğiz bu yazımızda. Daha doğrusu zengin olarak doğmuş adam ile fakir olarak doğmuş adam mukayesesi. Bazılarınızın ” böyle karşılaştırma mı olur tabiki zengin adam olarak dünyaya gelmek en iyisidir” dediğini duyar gibiyim. Ancak birazdan değineceğimiz analizleri iyi okuyun ve işin özünün o kadar da basit olmadığını sizin de farkına varacağınızdan eminim. İki farklı insan, iki farklı hayat olarak, iki farklı talihin değerlendirmesini yapacağım sizlere

ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :

ZENGİN OLARAK DÜNYAYA GELEN ADAM;

1) Zengin adamın kafası rahattır, genelde istediği hatunu çok zorlanmadan elde eder, maddi bakımdan dertsiz olduğu için sefa ve lükse istediği takdirde rahatlıkla ulaşabilir. Bu durum da zengin olarak dünyaya gelen adam hazır yiyici konumda olduğu için hayatında uğruna vereceği mücadele bulamaz. Bu durum zengin dostumuzda sonu bucağı olmayan bir sıkıntı ve depresyonun içine sokabiliyor. Sonuçta hayat bir mücadeledir ve uğruna savaşım verecek hiçbirşey bulamayan insan yaşamış sayılmaz.

2) Zengin dostumuzun başına genellikle köpekbalıkları üşüşür. Bu köpekbalıklarından kasıt onu sömürmek için elinden geleni yapan kanemicilerdir. Zira bunlar zengin dostumuzun karşısına en çok “gold digger” formatında yani “zengin koca avcısı” şeklinde gelirler. Ya da “buddy” yani “kanka” şeklinde yanaşırlar. Bunlardan maalesef zengin dostumuz kurtulma imkanı bulamayacaktır. Hayatı boyunca gerek iş hayatında gerekse aşk hayatında neredeyse tüm ilişkileri bu şekilde şekillencektir.

3) Zengin olarak doğan dostumuz iş hayatında zirvede olduğu için ve 2. maddede belirttiğim sebeplerle “yanlızlık” çekecektir. Zira bunun adına kitap bile vardır. “Kazanan yanlızdır- Paulo Coelho” kitabı bu konuyu çok güzel ele almış. Piramidim tepesi kalabalık değildir arkadaşlar. Tersine sınırlı sayıda insan vardır. Onlar da vahşidir.

4) Gerek 2. maddeden dolayı gerek söz konusu olan şeyin para olmasından dolayı zengin doğan dostumuz hakikaten yapmacık ve sahte ilişkilerden bıkmıştır. Etrafındaki köpekbalıkları buna en büyük vesile olsada ona yanaşan her insanın mecburen yapmacık davranmak zorunda kalması buna bir diğer etkendir. Ona merhaba diyen insan canı gönülden demiyordur. Muhtemelen bir çıkarı olduğu için diyordur.

5) Aranızdan bazılarınız bilir bu “spiderman” repliğini(ben amca peter parker’a karşı ölmeden evvel söylüyor bu sözü:) “büyük güç büyük sorumluluk gerektirir”. Zengin dostumuz genelde sorumluluk sahibidir. Her ne kadar kafası rahat olsada hayatındaki mücadele arayışı ve gerçeklik arayışı onu sorumluluk almaya iter. E bu adamlar da oynadı mı küçük oyanamadıklarından eninde sonunda birilerinin insiyatifini almak durumundalar. Bu da zengin dostumuzu psikolojik bakımdan çöküntüye itmektedir. Zira ondan beklenen şey fazladır ve her zaman göz önünde olduğu için en ufak bir hatasında kötü olmak durumundadır.

Şimdi bırakalım bu zengin dostumuzu ve fakir adama geçelim;

FAKİR OLARAK DÜNYAYA GELEN ADAM;

1) Fakir olarak dünyaya gelen adamın derdi tasası hiç bitmez; çünkü parası yoktur. Ne zaman aklına dahiane bir fikir gelse o koca engel karşısına çıkar: “parası yok“. Genelde hayattaki başarısızlıklarını parasızlığa bağlasalar da mazeretleri çok sağlamdır. En çok da karı-kız mevzusunda fakirliği dert olur bu dostlarımıza:((

2) Fakir ama gururlu dostlarımız zengin adam karşısında iş hayatında her zaman 1-0 mağluptur. Bunu silahsız ama izbandut gibi olan, judo, karete bilen, atletik ve çevik bir adamın cılız,hantal hiçbir mahareti olmayan ama elinde “smith wesson” silahı olan adamla karşı karşıya gelmesine benzetebiliriz. 100 karşılaşmadan hatta 1000 karşılaşmadan en az 999’unda hantal ama silahlı adam yenecektir. Atalarımız zamanında boşu boşuna dememiş “tüfek icat edildi mertlik bozuldu” diye.

3) Az evvel bahsettiğim zengin adam dertlerini yiyeyim ulan fakir adam karnını doyuramıyor. Aç ulan adam!! Açlık, kıtlık sefalet ve sürgün gibi sorunları vardır fakir adamın. Her ne kadar duyguları sahici de olsa da, aşkını, dostluğunu, mücadelesini gerçekten sahici verse de  bu dostumuz açtır!!

4) Fakir adamın ekmeğini kazanmak için verdiği sonu bucağı olmayan mücadele onun kişisel gelişimine ve yaratıcılığına dem vurmaktadır. Fırsatı yoktur adamın “yaratıcılığa”. Bu iş bunla bitse yine iyi fakir adamın eğitimi dahi sıkıntı. Mesela benim çok yakından tanıdığım ismini burada veremeyeceğim ama lakabını verebileceğim dostum “Gümüş”. Gümüş yıldız teknik gemi inşa bölümünde okuyordu bundan 7 sene evvel(2007 de) okulda her vize finalde genelde ilk 5 içerisindeydi. O okulda hakkını vererek okuyan nadir öğrencilerdendi kısacası ancak maddi durumu elvermediği için okulunu bırakmak zorunda kaldı ve şimdi gümüş kumkapıda ayakkabı boyuyor:(( Bir süre amatemde tedavi gördü(uyuşturucu nedeniyle). Çok şükür ki en azından hayatını sürdürüyor temiz bir şekide ama bu adamın hakkı olan iş hayatının zirvesinde şu anda daha niteliksiz birisi oturuyor. Buradan paralı dostlarımıza sesleniyorum!! “Lütfen gümüşlerin bu duruma gelmesine müsade etmeyin. Her ne kadar halinizden memnun olsanızda bundan bir kaç kuşak sonra sizin neslinizin ne olacağı belli değil. Dolayısıyla insanlık adına onlara burs verin. En temel hakları olan eğitim haklarını  devlet maalesef tam karşılayamayor. Varsın siz telafi edin çeşitli vakıflar kurarak…

Değerlendirmemiz bitmiştir. Gördüğünüz gibi zengin adama burada bile daha çok malzeme çıkmış ve öncelik tanınmıştır. Böyle sistemin başına taş düşsün:D Ama yine de fakir adam mücadeleyi “adamlık” bakımından kazanmıştır…
Not: Yazımızın mizah, hafif eleştiri amaçlı olduğunu; kimseyi kırma, incitme, ayrıştırma amaçlı olmadığını aklınızda bulundurun lütfen! Eğer rahatsız olduğunuz husus var ise yazabilirsiniz.
 

Yorum yapın