Bir şeyi icat etmek. Hem kendi yatırım alanına hem de insanlığa büyük hediyeler bırakmak. Bir çoğumuz yaşama ve hayatta kalma içgüdümüz ile birlikte öldükten sonra bile önce hatırlanmak, sonra iyi hatırlanmak isteriz. Bunun içinde de dünyaya, bir önceki gezegenimize iyi nimetler, iyi ürünler, birtakım icatlar bırakmak isteriz.
Peki bir şeyi icat etmek için her zaman için ”mucit” ya da ”bilim adamı” kimliğimiz mi olmalı? Elbette hayır. Özellikle yurdum insanı sürekli olarak problemlerle, sıkıntılarla ve hayati sorunlarla uğraştığı için bir şeyi icat etmek, çoğu zaman panikle yapılmış ve yeteri kadar yaratıcı olan tasarımların, ürünlerin, fikirlerin doğuşunu ve temsilini hızlandırır.
Demek ki neymiş sevgili parlak fikirler okurları! Her icat, bir sorunun, bir problemin, bir sıkıntı kaynağının hedefinde doğabilirmiş. Dünya, güllük gülistanlık bir yer olsaydı bir şeye icat etmemize gerek kalmazdı. Ancak dünya, insanlar ve insanlık ile birlikte her devirde yeni sorunlarla yeni eksiklerle karşılaştığı için her şeyden evvel Allah’tan aldığımız yaratıcı ilhamla birlikte eserler, ürünler bırakmak isteriz.
Bu noktada da belki de dikkat etmemiz gereken en önemli husus şudur ki asıl ihtiyacımız olan şey nedir? Sektör ve pazarlama paylarına sahip olan nice şirket, nice istismarcı kurum önce ihtiyaç yaratır. Daha sonra da o ihtiyacın karşılanması için icatlar, yeni ürünler ortaya koyar. ”Başımıza icat çıkarma” deyişi de onlara söylenmelidir belki. Zira asıl gayeli ve yerinde icatlar aslında ihtiyacımız olmayan şeylerin temini ve karşılanması için uydurulmuş yapay ürünler ve onların iktisadi yaptırımları değil. Gerçekten sorun teşkil eden ve hayatımızı kolaylaştıran ürünlerin icadı ve insanlığın yararına sunulmasından ileri gelir.
Şimdi öncelikle bir şey icat etmek için gerekli ortamları size dilimiz döndüğünce aktaracağız. Daha sonra ise iyi bir mucit olmak için dikkat etmeniz gereken belli başlı prensipleri, uzak durmanız gereken unsurlarla birlikte size aktaracağız. Hazırsanız başlayalım sevgili ve meraklı parlak fikirler okurları.
İcat etmek, düşünmekle başlar. Çoğu zaman ise ”ben, bir insan, bir birey olarak ne yapabil, ne üretebilir, ne yaratabilirim” sorusunun tam karşılığı bulunduktan sonra başlar icadın tarihçesi. Merak ve şüphe ve bir şeyler yaratma arzusu icadın menüsünü oluşturur. Bunun dışında dünyanın geri kalanı tembel bir şekilde tüketmeye, şikayetlerde bulunmaya ve hazır olana konmaya devam eder. Mucitler, özel insanlardır. Dünyanın geri kalanının salt tüketici olduğu bir dünyada bir şeyler icat etmek, özel duyguların mimarisini oluşturur.
Bir Şeyi İcat Etmek İçin En İyi Ortamlar Nereler?
1- Kışın bir yazlık: Örneklerle ilerleyelim. Kışın bir yazlık diyoruz. Yani insanlardan uzakta, münzevi bir ortamda bir şeyi icat etmeye daha çok yaklaşır insanlar. Zira düşünce bulutlarını dağıtacak insani rüzgarlardan ve dikkatini dağıtacak tüm kalabalık ortamlardan uzakta kalabilir böylece. Varsa böyle yalnız kalabileceğiniz ıssız bir yer, icat etmek kışın bir yazlık bulmak gibi, o alanları, o mekanları değerlendirebilirsiniz sevgili arkadaşlar.
2- Anahtarı sadece sizde olan bir home – office: Ev ortamında ise anahtarın sadece sizde olması mühim bir avantaj. Siz tam icadınızın ayrıntılarını ya da yapı taşlarını düşünür planlarken, kapı çalıp sizi bir yere davet eden arkadaşlar. Ya da annenizin ”çay ister misin” sorusu bütün konsantrasyonunuzu bozacaktır zira. Bu açıdan baktığımızda mucitler, tıpkı yazarlar gibi takılırlar. Yazarın icadı da roman olduğu gibi, mucidin icadı da bir aygıt ya da ürün olarak çıkar karşımıza.
3- Bir laboratuvar ya da çalışma ortamı: Bu işler evde olmaz diyenler ise bir laboratuvar ya da çalışma ortamında icatlarına odaklanabilirler. Bu biraz da icadın tam olarak ne olacağına bağlıdır. Ama tıbbi ya da mühendislik alanında bir uğraş ya da emek ise, ona ev yetmez. Ya laboratuvar ve mühendislik eşyalarını eve taşımalıdır – ki bu daha büyük külfet olacaktır- ya da kendisine ortam olarak böyle profesyonel bir alan seçmelidir.
Yazımızın başında da demiştik. Yurdum insanı, zaten o kadar çok sorunla, eksiklikle ve yoklukla uğraşır ki hepsinin aklında yaratıcı çözümler ve fikirler dolaşır. Bu da onları birer mucit yapar. Özellikle öğrenci evlerinin yokluk çizen görüntülerinde böyle yüzde gülümseme ve akıllarda hayranlık bırakan icatlar baş gösterir. Bir pet şişe ile birlikte, gerek tembellikten gerek yokluktan oluşan bu sistemli içerik, aslında bildiğiniz baya baya bir icattır. Buradan bunu yapan arkadaşlara sonsuz hayranlıklar!
Bir Şeyler İcat Etmek İçin Dikkat Edilecekler
1- Az insan çok huzur: Yaratım süreci az insan çok huzur mottosu ile inşa edilir. Bu nedenle en azından icadınız nihayete erene kadar bir süre telefonları kapatmalı, münzevi bir hayat yaşamalısınız. Kendinize küçük molalar ve kısa tatiller haricinde tam odak noktanızda her zaman için üstünde çalıştığınız ürüne odaklanmalısınız.
2- Yüksek konsantrasyon: Yüksek konsantrasyon sahibi olmalısınız. Bunun için tıpkı bir çocuğunuz ya da kedinizmiş gibi sürekli olarak ilgilenmeli, üstüne mesai harcamalısınız yaptığınız şeylerde. Ancak öyle başarıya ulaşabilir ve hak ettiğiniz alkışları toplayabilirsiniz.
İcatlar önemlidir. Bu resimde de bunu görüyoruz. Ama gördüğümüz bir diğer şey de her zaman daha iyisinin, daha yararlısının bulunabileceği. İşte bir zamanların moda kullanım ürünü olan merdaneli çamaşır makinesi. Şimdi ise tam otomatik çamaşır makineleri var. İleride çamaşırları nasıl yıkayacağız? Bakalım ona da geleceğin mucitleri karar verecek.
3- İcat edeceğiniz şeye tam inanç: İnanın arkadaşlar. İnançtan daha büyük bir destekleyici, daha büyük bir moral motivasyon kaynağı yok zira. O nedenle siz inanın ki diğer insanlar da inansın! Başka yolunuz yok zaten.
4- Kendinize ve yaratım gücünüze güven: Bunu yaparsam insanlar beğenir mi, ne derler gibi kaygılardan tamamen uzaklaşmanız elzemdir. Neden diyecek olursanız. Tarihte hiçbir mucit ve kahraman yoktur ki insanlar ne der acaba endişesi ile yola çıkmış olsunlar. Siz de adınızı mucitler ve icatlar tarihine altın harflerle yazdırmak istiyorsanız tüm kaygıları uzak tutmalısınız öz benliğinizden.