Büfe açmak gerçekten karlı mı?

Büfe açmakla ilgili olarak bu sitede daha evvelden yazıp çizmiştim. Ancak bu işin karlı olup olmadığı hakkında daha detaylı yazmak istedim. Zira insanlar bir işletme açmadan evvel bu kıstası göz önüne alarak açıyor. Yani en önemli kriterlerden birisi olan “parayı” ihmal etmek istemiyor kimse.

ÖNEMLİ İPUCU: Büfe açmak isteyen arkadaşlara naçizane bir tavsiyem olacak. Sayın girişimci esnaf arkadaşlarım şu büfeleri ne olur otobüs durağı, metro durağı, park gibi yerlerin etrafına açın. Alaksız yerlere büfe açıp batıyorsunuz sonra da vay efendim benim işletmem neden tutmadı…

Büfe açmakla ilgili yazımıza bakarsanız bu işin önemli ayrıntıları hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Ancak ve lakin karlılığa gelecek olursak bu iş birkaç önemli kritere göre değişkenlik göstermekedir.

buffet photo

Öncelikle büfe açacağınız yerin konumu, işlekliği, insan popülasyonunun ekonomik gelişmişliği, kültürel seviyesi, muhafazakarlık oranı en önemli faktörlerdendir.

Bunları zaten biliyorsunuz ancak şimdi diyenler olacaktır “Muhafazakarlık oranı nasıl etkiler” diye. Bal gibi de etkiler! Mesela dinine fazla düşkün bölgelerde insanlar çok fazla dışarıda yiyip içmezler. İsraf olarak görebilirler. Ancak aydın dedikleri insan topluluğunun olduğu alanlar halk tabiriyle “eline ne geçerse durmadan yiyip içer“. Mesela siyaseti karıştırmak istemem ama Chp’nin aktif olduğu kıyı kesimlerindeki insan topluluğunu bir banka tek başınıza oturup inceleyin bir de İç Anadolu’nun bir kasabasındaki halkı bir banka oturup inceleyin. Göreceksiniz ki İç Anadolu’daki insanlar saat 9’da evlerinin yolunu bulur. Ancak kıyı kesiminin insanı gecelere kadar mekanlarda takılmaya devam eder. Bunda çeşitli sebeplerin etkisi vardır. Elbette bu sonuç sadece din faktörüne bağlı değildir.

Bunun haricinde büfenizin otobüs duraklarına, vapur iskelesine yakın olması çok önemli faktörlerden. İnsanlar “ayaküstü size uğramalı“. Bu şeye benziyor, bir web-sitesine çoğunlukla arama motorlarınan ziyaretçi alması gibi düşünün. Yani kimse sizin dükkanınız ya da büfeniz hakkında “aaa hayatım seni harika bir büfeye götüreceğim gel”demez. Eğer işlek yolun üstündeyseniz gelirler yok eğer değilseniz gelmezler. Ancak mesela bir lüks restoran işlek bir yerde olmak zorunda değildir. Zira onu insanlar doğrudan site ismi yazılarak ziyaret edilen web-site gibi; “Hayatım seni harika bir restorana götüreceğim, gel” diyerek bulurlar.

Büfe karlılığı hakkında şu youtube video’suna göz atabilirsininiz.

Örnek bir işlek büfenin kazancı ne kadar olur?

Bugün Beşiktaş’taki Balmumcu otobüs duraklarının dibindeki büfeyi sizler için ziyaret ettim ve en işlek iş çıkış saatlerinde 1 saatte kaç kişinin geldiğine baktım. Gelenlerin ne aldığını bile çaktırmadan elimden geldiğinde inceledim. Rakamı söylüyorum sıkı durun. Bak bu “know-how” bilgiyi kimse size vermez. 1 saatte tam 120 kişi geldi. Gelenler de ya akbil doldurdu ya da sigara, atıştırmalık, çerez, sakız gibi şeyler aldı. Ancak eminim ki ortalama her gelen vatandaştan en az 50 kuruş kar etti. Yani 1 saatte tam 60 lira kazandı. Tabiki bu en işlek saatiydi. Ancak gün içinde de sabah yine benzeri bir yoğunluk var diğer vakitler ise nispeten salaş… Ortalama bir iş gününde ise nereden baksanız 400 lira kar etmektedir bu büfe. İçinde ise 2 kişi tam zamanlı çalışmaktadır. Hatta akşamları part time 1 elemanları daha var. Giderleri de hesaplarsak büfe sahibine günde 100 liraya yakın net kar kalmaktadır. Hemde hiç elini sürmeden, sadece eleman çalıştırarak. Yani dükkan sahibi işletmecilik yeteneğinin karşılığı olarak ayda 3000 TL’ye yakın kazanmaktadır.

Sonuç olarak büfe açmak bir işletmeci için denk getirebilirseniz gayet karlı bir iş fikridir.

Ancak belirtmek gerekir ki büfecilik yapan kişiler ne yazık ki işletmesini kurduktan sonraki ilk 6 ay doğru düzgün kar edememekteler.

Büfe Açarken Coğrafi Konumun Önemi 

Örneğin söz konusu büfeyi mega kentimiz olan İstanbul’da açmayı planlıyorsunuz. Bunun için ilk birkaç ayınızı (en iyimser tahminle) sadece yer ve saha araştırması yaparak geçirmek zorundasınız. Hata yapma şansınız yok. Çünkü ”burası olmadı, ben en iyisi başka yerde açayım” deme lüksünüz yok.

Genelde büfelerin nerede açıldığına bakarsanız, siz de kendinize ona benzer koordinatlar ve stratejik noktalarda açabilirsiniz. Örneğin bir büfenin, otobüs duraklarına ya da vapur seferlerinin düzenlendiği alanlara yakın olması son derece makuldur. Yola çıkacak ya da yoldan dönmekte olanların büfe görünce alış veriş yapma istekleri doğacak ya da var olan istekleri artacaktır.

Amaç, gördükleri ilk büfelerden birinin sizin olmasını sağlamak. Karnı acıkan, sigarası biten, ağzına bir şeker ya da sakız atmak isteyen, susuzluktan kavrulan insanların ilk durağı olmak son derece önemli. Bu nedenle mekan seçimi son derece önemlidir. Bu noktada yapılacak bir stratejik hata, çok geçmeden kepenkleri indirme anlamına gelir.

Artık büfe yemeği olarak kabul edilmiş olan Patso

Büfede Temizliğin ve Hijyenin Önemi 

  • Her zaman şuna benzer diyaloglara tanıklık etmişsinizdir:

Erkek: Hayatım, şuradan iki tost yiyelim.

Kadın: Yok, buradan yemeyelim.

Genelde Türkiye’deki büfelerin temel sorunu budur. Hızlı olacağım derken en temel temizlik kurallarını bile ihmal etmek. Yani özellikle kadınlar için bu çok anti bir durumdur, kirli bir görselliktir. Kim tostunu ya da sosislisini kıllı ve eldiven kullanmayan ve üstelik tüm gündür çalışıp duran ellerden yemek ister?

Bu nedenle büfenizde sosisli, tavuk döner, tost gibi ürünleri pişirip satıyorsanız mutlak surette çalışanlarına ve kendinize saat başı yenilecek hijyenik eldivenler almalısınız. Müşterilerinizin yarısı aceleleri olduğu için hemen yiyeyim kaçayım kafasındadır. Ancak diğer yarısı da, özellikle de titizlik konusunda bizden kat kat üstün ve dikkatli olan kadınlar da, sırf hijyenik bulmadığı için çok aç olmasına rağmen erteleyebilir, sizin büfenizden yememeyi göze alabilir.

Büfenize Daha Çok Müşteri Çekmenin Yolları 

  • Temel ihtiyaçları büfenizde bulundurmak. Bir bakıma müşteriyi sizden alışveriş yapmaya zorunlu hale getirmek. Örneğin biraz paraya kıyıp biraz da hukuki işlemlerin peşinden koşturarak büfenize akbil dolum bayiliği aldırabilirsiniz. Böylece bir anda kartı bitenler, sağa sola ben şimdi nereden kartımı dolduracağım diye kara kara düşünürken, büfenizi görüp sizden alışveriş yapabilirler. Çölde vaha bulmanın başka bir adıdır bu. Çoğu büfe şartları zorlamak yerine böylesi temel ihtiyaçları büfelerinde bulundurmama yoluna giderler. Siz öncü olun ve mutlaka büfenizde akbil dolum bayiliği bulundurun.
  • Ek olarak tek geçişlik biletler satmanın da bir yolunu bulabilirsiniz. Emin olun müşteri sayınızda çok büyük bir artış olacaktır.
  • Büfenize daha fazla müşteri çekmenin bir diğer yolu da 24 saat açık kalmaktır. Büfe dediğin bu saatte kapanır mı ya sözlerine gıyaben de olsa maruz kalmamak için devir teslimli olarak günde 12’şer saat çalışmak üzere iki ekip kurabilirsiniz. Böylece saat gözetmeksizin para kazanmaya ve gelir elde etmeye devam edeceksiniz. Gecenin bir yarısı karnı acıkanlar tostlarınızı yer, sigarası bitenler sizden paket paket sigara satın alır. Gece sizinle fazla rekabet edecek büfe ya da market de olmadığından, büfenizi 24 saat açık tutarak çok daha fazla paraya kavuşmanız pek olası. Elbette bu daha fazla emek harcamak olacaktır. Ama emeksiz para kazanmak da mümkün değil.
  • Yara bandı gibi küçük ama son derece gerekli şeyler satmaya da özen gösterin. Müşterilerin acil ihtiyaçlarına pat diye cevap verirseniz , o müşteriler büfenizin adını da kendisini de unutmaz. Müşterilerin hafızasına girmek ise nice pazar stratejisinden çok daha önemlidir.
  • Dergi, fanzin ve mecmua satmak: Bakın bu da çok önemli bir öge. Özellikle gençlerin çıkardığı edebiyat, sinema ve genel kültür ağırlıklı dergileri aylık periyotlarla büfenizde satarsanız, sırf aylık olarak fanı olduğu dergileri sizden satın almak için bile bir müşteri kitlesi oluşturmuş olacaksınız. Bu ülkede kimse okumuyor gibi peşin hükümlü kararlar vermeyin. Türkiye’de son on yılda ciddi oranda bir dergi ve fanzin okuyan kitle oluşmuştur. Siz de büfenizin bünyesinde böylesi dergilerin ve yayınların satışını yaparak, bir ölçekte daha müşteri kitlesi çekeceksiniz demektir bu.

Büfe İşletmenin Can Sıkıcı ve Olumsuz Yönleri Nelerdir? 

  • Büfe işletmenin ve büfe içerisinde çalışmanın çeşitli zorlukları var. Biz de parlak fikirler olarak bir iş kolunun eksi ve artı yönlerini bildirmekten sorumluyuz.
  • Büfe demek, dört tarafı açık olan market demek. Bu yazın çok fazla güneşe ve sıcağa, kışın da çok fazla soğuğa maruz kalmak demek. Zaten küçücük olan büfe yapısının içerisinde en az 2 -3 kişi çalışıyor olmak yazın bunaltıcı, kışın da hasta edici olabilmekte. Sıkı giyinmek büfe kışlarında, terlemeden durabilmek büfe yazlarında sağlanması zor denklemlerdir.
  • Şaka gibi ama gerçek. Size çok ama çok fazla adres soran olacak. Eh canım ne olacak, bildiğimiz bir yerse söyleriz tabi – demekle azımsanacak kadar az sayıda kişi sormayacak bunu. Hele İstanbul, İzmir, Ankara gibi çok fazla göç alan ve dolayısıyla kimsenin her yeri tam olarak bilmediği coğrafyalarda, gün içinde onlarca kişinin sizden bir şey almak için değil adres sormak için sizinle diyalog kurması, belli bir noktadan ve zamandan sonra tamamen sinir bozucu olabilir. Aman dikkat!

Gençleri Büfeye Çekmek İçin Nasıl Bir Konsept Yapılmalı?

Gençleri büfeye çekmek için birçok farklı tasarımdaki konsept denenebilir. Eğer iddialı ve gösterili bir konsepte sahip büfe açmak istiyorsanız bir iç mimar ile çalışabilirsiniz. Bu konseptlerin başında Retro ve Vintage tarzları geliyor. Vintage yeni olan tasarımların belirli işlemlerden geçirilerek eskitmesiyle oluşturuluyor. Retro ise eskiden kullanan aksesuarların yeniden kullanımı demektir.

Örneğin büfenin giriş çıkışlarında kara tahta ve tebeşir ile yazılmış yiyecekler çok daha dikkat çekici görünebilir. Bu kara tahtalara esprili bir dille yazılacak cümleler de gençlerin ilgisini çeken bir diğer detaydır. Büfe konsetplerinde doğru ışık seçimi de kritik bir öneme sahip. Metrelerce uzaktan dahi büfenin varlığını potansiyel alıcılara gösteren bu ışıklar, sadece estetik değil işlevsel kullanım ağlarıyla da müşteri sayısını kat be kat artıracaktır. Özellikle led ışıklı tabelalar büfelerde kullanılabilir. Hem ekonomik, hem uzun süreli kullanımlar için ideal olan bu tabelalar da farklı renk seçenekleri de mevcut.

Kırmızı, sarı, yeşil ve mavi renkler tekli olarak değerlendirilebileceği gibi bir arada da kullanılabilir. Son yıllarda renk ve tasarım açısından fark yaratan büfe panoları da kataloglardan seçilerek anında sipariş edilebilir. Söz konusu panolar istenilen her ölçüde üretilebildiği için her büfeye uygundur. Panolarda sağlamlık ve estetiği bir arada görmek isteyenler metal ve bronz gibi malzemelerden imal edilmiş modelleri tercih edebilirler. Bu panoların üzerine led ışıklı ampuller ve benzeri aydınlatma aksesuarları yerleştirilerek özellikle akşam ve gece saatlerinde çok daha dikkat çekici konseptlere imza atmak da mümkün .

Gençleri Büfeye Çekmek için Neler Satılmalı?

Yapılan bir araştırmaya göre fast-food tarzı beslenme alışkanlığı gençlerde diğer kuşaklara oranla üç kat daha fazla. Buna göre gençleri büfeye çekmek için neler satılmalı sorusunun ilk yanıtı olarak fast-food diyebiliriz. Sadece tost ve soğuk sandviç satmak çeşitliliği azaltacağı gibi müşterilerin de geri dönmesine neden olacaktır. Turşu, patates kızartması, özel ekmek ve eti ile hazırlanan hamburgerler kola, ayran ve diğer meşrubatlar ile birlikte satılabilir. Aynı zamanda çeşitli kampanyalar da büfenin üst kısmında fiyatları ile birlikte gösterilebilir.

Son zamanlarda dilim pizza satan büfelerin sayısında da gözle görülür oranda bir artış yaşandı. İnce hamur ekmeğinde hazırlanan pizzalar özel sosları ile birlikte satılabilir. Taze sıkılmış meyve suları için de büfede ayrı bir kısım açılabilir. Bunun dışında gençlerin sıklıkla tercih ettiği kaliteli markaların atıştırmalıkları da mutlak surette büfenin ön kısımlarında yer almalıdır. Ürün çeşitliliği her şeyden önce geliyor. Örneğin bir sakızın dahi onlarca farklı çeşidini bulunmak, müşterinin hiçbir şekilde geri dönmemesi adına önemli addedilebilir.

Tüm bunların dışında büfelerin ön kısmına birkaç sandalye atmak, oraları sadece alışveriş yapılan değil ‘vakit geçirilen’ bir alana dönüştürmek de ticari açıdan verimli bir atılım olabilir.

Büfe Yerine Başka Bir İsim Kullanmak Faydalı Olur mu?

Değişen dünya ile birlikte belli başlı yapıların ismi de değişiyor. Bunun için büfe yerine örneğin check point ismini kullanmak sunulan seçenekler arasında yer alıyor. İngilizce değil Türkçe bir isim olsun diyenler ise ”Dinlenme Noktası” gibi daha geniş kapsamlı ve daha ilgi çekici isimler kullanabilir.

Yorum yapın