Kalem, kağıt, defter gibi başlıca ofis malzemelerini satan kırtasiye dükkanı açmak sizin için çok da zor değil. Zinhar kırtasiye dükkanı açtığınızda karşınızda sayısız tedarikçi çıkacaktır. Size dükkanı işletmek ve de yönetmek kalıyor. İşiniz malları pazarlama olacak. Ancak tabiki iş bununla bitmiyor, aşağıdaki ayrıntılar çok önemli!
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Röportaj
Tam 15 yıldır kırtasiye dükkanı işleten B. A. ile kırtasiyelerin günümüzdeki konumunu, kâr oranını ve geleceğini konuştuk.
– Hemen hemen her kırtasiyenin oyuncak, futbol – basketbol topu ve daha bilumum kırtasiye ile ilgilisi olmayan şeyleri sattığını görüyoruz. Bunun nedeni piyasanın bir zorlaması mı yoksa geçmişten günümüze uzanan bir gelenek mi?
– Bu maalesef bir gelenek değil. Zaten Kırtas kelimesi kağıt demek. Önceden kırtasiyeler sadece kağıt satarmış. Sonra madem kağıt satıyoruz öyleyse yanında kalem de satalım demişler. Kağıt kalem derken iş futbol topuna ve oyuncak bebeklere kadar ilerlemiş. Bu durum elbette piyasanın bir zorlaması. Nasıl ki tütüncüler maske ve kışlık çorap satıyorsa ve nasıl ki markette su tabancası ve kitaplık bulunabiliyorsa bir kırtasiyede de oyuncak ve futbol topları olacak.
– Buna ”marketleşme” diyebilir miyiz? Müşterileri tek bir alana çekip her ihtiyaçlarına karşılık gelen ürünleri o alanda satma düsturu?
– Evet. Alice Harikalar Diyarında olduğu gibi. Bir kapıdan içeri girersin ve orada istediğin her şey dizilidir. Yani çarşı pazar dolaşmana, elinde poşetlerle yokuşlar çıkmana gerek yok. Mobilyacıya gideceğine marketten kitaplık alabilirsin. Hazır tütün almışken kışlık çorap ihtiyacını da aynı dükkandan karşılayabilirsin. Önceden en azından birbirleriyle alakalı ürünlerin satılmasına özen gösterilirdi. Bugün bu ayrım ortadan kalktı. Herkes, olabildiğince fazla müşteriye hitap etmek istiyor. Bu da tabi ki ekonomide dışa bağımlılığın ve alım gücünün düşmesiyle paralel ilerleyen gelişmelerin toplamı.
– Kırtasiyeciliğin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
– Ya da görüyor muyum? Ben bu konuda biraz karamsarım. Hem dünyanın geleceği hakkında hem de 15 yıldır öyle ya da böyle sürdürmeye çalıştığım mesleğim hakkında. Bana kalırsa dijitalleşme, birçok mesleği tamamen bitirecek. Bu mesleklerin başında da kırtasiye geliyor. İş öyle bir noktaya gelecek ki kağıt kullanmak büyük bir israf ve ilkellik olarak görünecek. İşte e-kitapların yayılma hızı ortada. Mektubun yerini elektronik posta aldı bile. Kimse yer kaplayan, ortalıkta dağınık görünen hiçbir şeyi istemiyor. Marketler nasıl ürünleri bir araya topladıysa, bilgisayarlar ve akıllı telefonlar da tüm kağıtları bir araya getirdi. Dijital ortamda sonsuza kadar word dosyası açabilir ve istediğin kadar mail gönderebilirsin. Öyleyse ne gerek var kağıtlara.
– Fakat iş sadece mail ya da word dosyası ile sınırlı değil ki. Örneğin okullar?
– Okullarda da dijitalleşme söz konusu. Uzaktan eğitimin kalıcı olacağı söyleniyor. Ki muhtemelen de öyle olacak. Hocanın verdiği ödevi, hocaya bilgisayarla göndereceksen, kırtasiyeden kağıt kalem almana gerek kalır mı? Kalmaz. Bence tüm ibreler açık bir şekilde kırtasiyecilik mesleği için alarm zillerinin çaldığını gösteriyor. Bu belki 50, belki 100 yıl sonra olur bilemem ama dünya büyük bir dönüşüm içinde. Bu nedenle birçok meslek, birçok iş kolu şimdiden can çekişmeye başladı.
-Yine de çok iyi iş yapan kırtasiyeler var?
– Elbette var. En bitik sektörün bile çok çok iyi iş yapan markaları, şubeleri, dükkanları var. Bu bir gösterge değil ki. Bir mahallede 3 kişinin çok fazla para kazanması diğer 3000 kişi umut ışığı mıdır sizce? Yoksa diğer 3 bin kişi yeteri kadar kazanamadığı için mi o 3 kişi o kadar zengin? Bu soruya doğru yanıt verdiğimizde piyasaları da doğru okuyabilir ve kararlarımızı ona göre verebiliriz.
– Oldukça ilginç bir sohbet oldu. Aklında kırtasiye açma fikri olanlara bir öneriniz olacak mı peki?
– Zamanlar gibi mekanlar da piyasaların farklı etkilere açık olmanıza neden olur. Ben İstanbul’da ayakta kalmaya çalışan bir kırtasiyeciyim. Belki durum farklı şehirlerde farklı şekilde hissediliyordur. Bu nedenle müstakbel meslektaşlarıma, ne olursa olsun çok çalışmaktan vazgeçmemeleri gerektiğini söyleyebilirim.
A)Kırtasiye dükkanı açmak için dikkat edilmesi gerekenler!
1) Öncelikle eğer kırtasiye üzerine bir dükkan açtıysanız işin içine fotokopiyi ve ozaliti karıştırmayın derim. Fotokopicilerinin işi ayrıdır, yani başlı başına ağır bir iştir. Ayrıca kırtasiyecilikten kat be kat zordur çünkü her daim başında birileri olması gerekmektedir. Eğer fotokopi
makinalarıda koyacaksanız illa, size tavsiyem çıktı fiyatını artırmanız ve sadece acil işler için ya da dükkandaki envanter çeşitliliği için kullanmanız önerimdir.
2) Kırtasiye dükkanı açmak istediğiniz bölgenin katiyen öğrencilerin ve de gençlerin, ofis elemanlarının bol olduğu yerlere yakın olması gerekmektedir. Zinhar ancak bu şekilde müşteri çevrenizi katlayabilirsiniz, tabiki bu seçimi yaparken civardaki diğer kırtasiyeleri yani rakipleri de analiz etmeyi ihmal etmeyin. Onların ne kadar iş yaptığına bakmalısınız. Soruşturmacı ve araştırmacı olmalısınız. Unutmayın gözlemci olmadan ekmek yok!
3) Bir girişimcimin olmazsa olmazlarından biriside “iş planı oluşturmaktır“. Bunu danışmanlara, kariyer planlamacılarına ya da başka birisine yaptıramazsınız. Bizzat siz yapmak zorundasınız. Hedeflerinizi, sermayenizi, çevrenizi iyi analiz edip plan ve program çerçevesinde hareket etmek zorundasınız.
4) Kırtasiye dükkanı açmak için sağlam ve daimi tedarikçiye ihtiyacınız vardır. Bunu da günümüzde toptancılık görevini üstlenmiş e-ticaret sitelerine yaptırabilirsiniz. Yani artık mal tedarikçisinden bol bişiy yok. Önemli olan pazarlayabilmektedir.
5) Kırtasiye dükkanı açtıktan sonra kuru kuru o binaya hapsolmayın. Alanında uzman “e-ticaret sitesi” tasarımcılarına danışın ve bulunduğunuz bölgeye yakın yerlere oturduğunuz yerden mal kargolayın. Tabi ki bu iş bambaşka bir iş olduğundan ekstradan elemanlar çalıştırmak ve sorumluluk üstlenmek zorundasınız. Yani kaldıramayacaksanız unutun gitsin.
6) Elemanlarınız sanki 5 yıldızlı otel işletiyor gibi kalifiye olmak zorunda değilse de müşteriye saygı duymayı bilmeli. Müşteri geldiğinde işi zorla yapıyormuşcasına bir imaj çizmemeli. Aksi takdirde başka kırtasiye yok değil ya, sizin üstünüzü çiziverirler.
B) Kırtasiye dükkanı açmak için gereken belgeler ve atılması gereken adımlar.
- Kira mukavelesinin sureti
- Vergi borcunun olmadığına dair maliyeden alınmış makbuz
- İtfaiye raporu
- Söz konusu dükkanın bulunduğu yer ün ilanının reklam kaydının sureti
- Esnaf ve sanatkarlar odası kaydı(bağlı bulunan meslek odasından kaydolunduğuna dair belge şart)
- Dükkan açacak kişi tacir ise, ticaret siciline kaydı.
- Kişi tacir değilse Milli eğitim bakanlığından alınmış ustalık belgesi.
- Dükkanın m2’si, krokisi, planı, pasaj ya da apartman ise bina yönetiminin onayı.
- Vergiye kaydolmak
- İşyeri Açma ve çalıştırma ruhsatı için ise yukarıdaki belgelere ilaveten istenebilecek belgeler(vesikalık, tc nüfus cüzdanı sureti gibi)
- İlgili belediyenin web sayfalarından ruhsat ve izinler için gerken başvuru formlarını doldurmuş olmak.
C) Kırstasiye dükkanı açmak karlı mı?
Geldil yine o kritik soruya. Ben ne desem yalan olur şu konumda. Bu işi yapan adamlar heralde hobi olarak yapmıyor. Eğer yukarıdaki direktiflere harfiyen uyarsanız ve de işi profesyonelce yaparsanız kar etmemeniz imkansız. Önemli olan “proje yönetiminden” anlamak. Yani bir lider gibi davranıp elemanlarınızla ortak iş yapabilmektir. Para işi çorap söküğü gibi gelir bunlar tam olduktan sonra.
Aynı zamanda kırtasiye dükkanlarının yoğun, epey yoğun olduğu ayrı dönemler vardır. Tıpkı çileğin sadece bahar mevsimleri satılması, diğer zamanlarda hormonlu olarak sadece süper marketlerde satılması gibi. Kırtasiyelerin en hareketli olduğu dönemler şüphesiz okul öncesi dönemlerdir. Defterler, kitaplar, kaplar, kalemler, silgiler derken, bir iki haftalık süreçte başınızı kaşıyacak vaktiniz olmaz. Bununla birlikte bu yoğun bittikten sonra paranızı zevkle sayacağınız zamanlar da gelecektir. Bir diğer yoğun dönem de ara tatilin bitmesine yakın olan dönemdir. Adeta okullar iki kere açılır ve kırtasiyeler de tam bu dönemde yoğun olarak iş yapar.
Kırtasiyeyi karlı bir işletme kılan bir diğer faktör ise kalemlerin bitebilir, uçların kırılabilir, defterlerin tamamlanabilir olmasıdır. Burada satılan çoğu ürünün bir aylık ömrü vardır. Defterler yırtılır, bir yerlerde unutulur, dolar taşar ve yenisini almak icap eder. Aynı şekilde kalemler de yazıla yazıla biter, kaybolur ve benzeri durumlar yaşanır. Yani size gelen yıllık ya da dönemsel gelmez. Haftalık gelir, günlük gelir. Kırtasiye ürünlerinin de yüzlerce ihtiyacı karşıladığı öngörülürse kırtasiyecilik, günümüzde halen tıpkı eski zamanlarda olduğu gibi oldukça para kazandırma potansiyeli taşıyan bir yatırım koludur.
D) Kırtasiye Dükkanında Nasıl Daha Fazla Kar Elde Edebilirim?
Ürün çeşitliliği sağlamak. Bugün bir kırtasiye dükkanına girdiğimiz, o dükkan modern ve iş yapan bir dükkansa ürün çeşitliliğini nasıl sağladığını ve tedarik ettiğini görürüz. Asıl ilgi çekici yan ise kırtasiye dükkanlarının kendi içinde yaşadığı dönüşümdür. Bu bahsettiğimiz ürün çeşitliliği sadece kırtasiye ürünleri ile sınırlı değildir. Bir kırtasiyede örneğin gece lambası görmeniz ve oradan almanız olasıdır artık. Hep dediğimiz gibi sektörde ayakta kalmak isteyen işletmeler, bir dükkan içinde mümkün olduğunca farklı ve renkte ürün satmak yoluna gitmiştir. Kırtasiye ve yıl başı ağacı ne alaka diyebilirsiniz? Ama vardır ve var olmaya devam edecektir. Bunun dışında yine bir kırtasiyede tombala, dama, tavla gibi oyunların da artık satıldığını görüyoruz. Kırtasiye yapıları gereği her daim renkli ürünlere sahip bir yer olmuştur. Burada genellikle kanları kaynayan ve renkli şeylerin cazibesine kapılan çocukların ve öğrencilerin payı da büyüktür hiç şüphesiz. Tüm bunların toplamında ürün konsepti ve çeşitliliği açısından ne kadar çok farklılığa gidilirse o kadar çok kar elde etme imkanınız da artacaktır.
Kandırmaya ve fiyat hilelerine başvurmayın. Ne olursa olsun siz aynı zamanda eğitim sektöründe rol alan bir firma olacaksınız. Bunun için bir dükkan olarak başta velilere, daha sonra eğitmenlere ve öğrencilere karşı bir sorumluluğunuz var. Öğrenci kazıklamak, ticari açıdan size üç beş daha fazla katsa da; manevi ve duyusal açıdan hiç de estetik ve etik değildir. Aynı zamanda bu tür fiyat hilelerine ve kampanya kandırmacıları veliler tarafından fark edilirse işinize taş düşülür. Zira veliler bu tür konularda birbirleriyle sıkı bir iletişim halindedirler. Siz dürüst olun ve dürüst iş yapmaya gayret gösterin. Yoksa yapılan bir veli toplantısından sonra düşüşlere geçebilirsiniz. Hem kazanç hem itibar açısından.
E) Kırtasiye İşinde Gelecek Var mı?
Bu sorunun cevabı çift yönlüdür ya da iki öbeklidir. Geleceği her zaman vardır. Çünkü her zaman eğitim ve eğitim kurumları olacaktır. Eğitim – Öğretim arada bir yapılan ya da canı istenilince ertelenen bir yapı değildir. Her sene okulların açılacağı kapanacağı tarihler vardır. Bu açıdan şanslı bir meslek hiç şüphesiz kırtasiyecilik.
İşin diğer tarafı bazı özel okulların kağıt kalemi bırakıp tablet sistemiyle eğitim hayatına devam ettirmesidir. Ama korkmayın. Tabletlerin devlet okullarına ve sınıflarına girmesi için en az bir yüz yıla ihtiyacı vardır. O zamana kadar kırtasiyecilik, parlak bir meslek olarak karşımızda duruyor.
Kırtasiye dükkanı açma maliyeti ne kadar?
Çok sevdiğim bir dostumun tacir kulaklarda pelesenk olmasını istediğim meşhur bir sözü var: “Karlılığı ve maliyeti belirleyen şey stok adedidir.“. Değerli okurlar; bu işlerde stoklayacağınız ve de sipariş vereceğiniz adet çok önemlidir. Çünkü üreticinin tüm çarkları döndürmesi ve elemanlarının tamamının sizin siparişiniz için seferber olması durumunda stok adeti arttıkça “birim başına harcayağı maliyet” bir o kadar azalacaktır. Burada ince bir denge vardır.
Yani eğer yüksek miktarda stok tutarsanız aşırı maliyetlerle boğuşursunuz ama kar marjınız da fevkalade artar düşük stok tutarsanız maliyet düşük olur risk düşer ama kar marjınız da bir o kadar azalır. Dengeyi bulmak tamamen deneme yanılma yoluyla size ve üstün piyasa analiz, gözlem becerilerinize kalmış bir şey.