Evet arkadaşlar. Mantıksal çizgi bize ne der? İnsan doğar büyür ve ölür. Bir insanın doğduğu ağlamasından, öldüğü sessizliğinden anlaşılır. Peki ya büyümesi? Bunun için birçok konuya da diyalog olmuş bir replik vardır. ”Oğlum artık büyüdün, elin iş tutuyor.”
Evet demek ki neymiş sevgili parlak fikirler okurları? Bir insanın büyüdüğü, elinin iş tutmasından belli olmuyor. Bir iş güç sahibi olmak, büyümenin ilk göstergelerinden biridir toplumuzda. Hatta genede askere gidene kadar ya beğendiği, merak ettiği, gelecekte yapmak istediği işin çırağı olarak birkaç sene orada burada takılırız, ya haytalık yaparız, ya da sağda solda dağınık bir şekilde sırf günü kurtarmak için çalışır gideriz.
Asıl macera askerlikten döndükten sonra başlar bir erkek için. Kadın içinse üniversite biter. Ya evlenilir ya da direkt bir işe girilerek aileden – artık bir zahmet – ayrı eve çıkılır.
Erkek olsa da kadın olsa da bir insanın çalışmama gibi bir durumu söz konusu olamaz. Ancak çok münferit durumlarda bir çocuk ailesine ”ben hayatım boyunca çalışmamaya karar verdin, haberiniz olsun” der. Ancak bu çoğu zaman mirasyedilerde ya da zengin aile çocuklarında görülen bir karşı çıkıştır. Oysa biz gariban çocuklarız. Aileden yana bir kaymak tabaka şansımız yok. Bununla birlikte 20’li yaşlara gelir gelmez, bir iş kurmak ya da halihazırda kurulmuş bir işe girmekten başka bir çaremiz de yok.
Parlak fikirler olarak en sade, en vurucu ve pek tabi en güncel bilgileri sizinle konuşmaya, paylaşmaya, yeri geldi mi sizi en sağlam şekilde yönlendirmeye devam ediyoruz. Sık sık duyduğumuz bir kelime var: Küreselleşme.
Nedir bu küreselleşme? Her yerde bir küreselleşmeliyiz lafı dolaşıp duruyor. Küreselleşme tam olarak coğrafyayı algısını yıkıp dünyanın geneline yayılmak demektir. Örneğin Hindistan’a da Çinde’de Amerika’da da ve ülkemizde de aynı markanın hamburgerleri tüketiliyorsa, bunun adı küreselleşmedir. Yani yerel sınırlardan çıkmış, artık kürenin tamamının sahibi olmaya başlamıştır.
Küreselleşme bir şirket için de küçük bir işletme için de artık daha kolay. Çünkü herkesin herkesi takip edebileceği, en büyük yenilikleri anında öğrenebileceği ve birbirleriyle ne kadar uzakta da olsa haberleşebileceği bir ağ var. O ağın adı da küreselleşme. Peki bir iş için neden yerel bir işten ziyade küresel bir şey en iyisidir? Şimdi öncelik yerel işleri günahıyla sevabıyla ele alalım ve artılarını da eksilerini de tek bir başlık altında toplayıp sizlerle paylaşalım:
Kısa Sürede Küresel Şirket Olabilmek İçin Gerekenler adlı makalemiz de biz burada kısaca değinecek olsak da, küresel bir şirket olmak için gerekenlerin ne olduğu sorusuna yanıt veriyor. Küreselleşmeye karar vermekle olmuyor, bir de bunun için gereken şeyleri temin edip sağlamak gerekiyor. Bu ve daha fazlası sorunun cevabı parlak fikirler farkıyla yazımızın içinde.
ALT BAŞLIKLAR (istediğinize tıklayıp ışınlanabilirsiniz) :
Yerel İşlerin Artı ve Eksi Yönleri Neler?
Yerel işler en başından samimidir, sıcaktır. Kiminle görüştüğünü bilir edersin. Bazen iş toplantıları çay içilirken ya da ev ortamında aileler arası yemek yenirken bile konuşulabilir. Kimse kasmaz. Kazanılacak lokma da kaybedilecek pay da azdır. O nedenle risk azdır, tartışma ortamı azdır, stres ve buna bağlı olarak gelişen kaygı bozuklukları azdır.
Yerel işler daha çok mahalli bir lokasyon taşır. Herkes yerel işletmelerin oluşturduğu ortamda haddini bilir, fazla kazanamayacağını bilir.
Yerel işlerin belki de en büyük dezavantajı, asla ama asla kendini aşamamasıdır. Onun için en büyük başarı, ikinci bir marketi az ötedeki semtteki boş yere açmaktır. Artık hem Üsküdar’da hem de Kadıköy’de bir marketi varsa bir yerel işletmecinin, ondan keyiflisi, ondan başarılısı yoktur onun gözünde.
Bir diğer dezavantaj ise, her an batma ihtimalinin olmasıdır. Bazen bakarız mahallemizde vızır vızır işleyen bir dükkan, bir günde pat diye kapanmıştır. Ne oldu deriz. İflas ettik derler. Şaşırırız. Oysa vızır vızır işlemek ya da öyle görünmek bir yerel işleri kurtaran öğelerden biri değildir artık. Çünkü küresel ekonomi, ambargosunu da koyar, sınırları da çizer. Pastanın en koca dilimlerini kendi masasına çeker de, yerel işlerin masasına bir küçücük dilim bırakır. Hadi bunu paylaşın der. Böyle olunca da yerel işlerin giderek hareket alanı daralır. Sektörde bir türlü istedikleri genişliği bulamazlar. Ya iflas bayrağını çekmek zorunda kalırlar, ya da farklı bir alana yönelir ya da… Ya da küreselleşme yoluna giderler sevgili parlak fikirler okurları.
Bir gün de küresel sermaye kaybetse ne olur! ah o küresel sermaye yok mu o! Yüzde doksanına az para verip yüzde onu bu dünyanın, en büyük gelire sahip. Yani biz yüzde doksanlık fakir dilimi, yüzde onluk zengin ve şanslı ve ayrıcalıklı azınlık yönetiyor. Sadece bir gün küresel sermaye kaybetse ne olur? Muhtemelen tüm dünya bir günlüğüne cennet olur. Mutlak eşitlik, mutlak adalet derken insanlar çok daha mutlu olur.
Küresel Bir İş Yapmak İçin Gerekenler
Evvela sağlam bir ekonomi ve o ekonominin planı şart! Bundan sonra o ekonominin planlanması, ülke ülke, bölge bölge sağlam bir şablonla dağıtılması gerekiyor. Bunun dışında elbette uluslar arası arenada söz söyleme hakkını sahip olmak için, hem yazılım uzmanları hem de başta İngilizce olmak üzere birçok dili su gibi bilen bir ekibe ihtiyacınız olacak. Elin Alman’ıyla oturup Türkçe iş konuşamazsınız öyle değil mi?
Bunun dışında uluslar arası arenada iş görüşmeleri ve ihaleleri kapmak için birçok yerde tanıdıklarınız olmalı. Hem haber verme, hem iletişim kurma hem de gerekli donanımları gerekli merkezlere ulaştırmak için kastedilen tanıdıklar bunlar.
Küresel bir iş her yerde elin kolun var demektir.
Küresel Bir İş Yapmanın Getirileri
Evvela bolca para demek tabi. Bir iş ne kadar küresel alanlarda kendini gösterme becerisini ve başarısını gösterirse o kadar da maddi olarak geri dönüş sağlayacaktır işletmecilerine. Bunun dışında küresel işlerin şöyle de bir getirisi vardır ki, büyüdükçe her zaman daha fazla büyüme potansiyeli taşırlar. Yani öyle bir oyun düşünün ki, siz her kazandığınız elden sonra bir sonraki elde daha fazla kazanma şansına sahip oluyorsunuz.
Bunun dışında marka değeri olarak sektör içinde tanınma, değer görme, takdir edilme gibi önce manevi sonra maddi getiriler de söz konusu olacaktır. İleride yeni ortaklıkların da habercisi olacaktır bu.
Küresel Bir İş Yapmanın Zorlukları
Çok fazla çakalın olduğu bir köy yolunda, gecenin karanlığında yürümeye benzer küresel bir iş yapmak. Her an biri siz yolu tamamlamaya çalışırken bacağınızdan ısırıp sizi yaralayabilir. Büyük ve yanlış risklere girerseniz ise, sonuç daha da acımasız olacaktır. O zaman bir ısırıkla kurtulamayabilirsiniz.
Bununla birlikte en büyük zorluk her zaman için dürüst insanlarla çalışma zorluğu olacaktır. Küresel iş ortamını, binlerce ofisin iç içe geçerek çalıştığı süper kalabalık ve süper karmaşık bir plaza olarak düşünün. Her yanda bir ses, bir uğultu, bir kaos!
Yine de unutmamak gerekir bir iş ne kadar zorluk barındırıyorsa, beraberinde o kadar da para getiriyordur.