Doğayı, çevreyi katletmeden para kazanmak!

Yeşil ekonomi ile para kazanmak insanlığın çöküşüne mani olabilecek mi?

Hepinize merhaba pek değerli okurlar ve takipçiler. Dünyamız ve insanlık çöküş evresine girmiş durumda. Bunu sadece biz değil, bilim insanları, çevreciler ve sivil toplum örgütleri söylüyor. Bu kelamları felaket tellallığı yapıp dikkat çekerekten prim yapmak amaçlı yazmıyoruz… Ozon tabakasının delinmesiyle başlayan süreç küresel ısınma ile birlikte hız kazandı. Dünya, çevresiyle, tabiatıyla, atmosferiyle ve üzerinde yaşadığı insanların umursamazlığıyla adeta bile bile yoldan çıkıyor. Sanki hepimiz hobi olsun diye direksiyonu sağa sola kıran ve bununla eğlenen sarhoş ve çatlak şoförleriz… Uçurumun kıyısında bu tehlikeli oyunu oynadığımızda ise vakit çok geç olacak.

green photo

Yeşil ekonomiden kastımız dolar ya da banknot demek değil. Her ne kadar gözlerinde dolar işaretiyle dolaşan birçok insan yeryüzünde özgürce cirit atsa da, bizim özellikle bu yazımızda ve dünyanın yarısında ilgilendiğimiz çoğunlukla o değil. Bugünkü para piyasasının erozyonlu ve yıkım dolu tarihçesine baktığımızda ona yeşil değil siyah rengini uygun görürdük. Kendisini de kara ekonomi olarak nitelendirirdik. Nitekim şimdi olduğu üzere.

 

Peki öyleyse yeşil ekonomi nedir? Yeşil ekonomi, sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasıyla üretilen yeni enerji biçimleri ve buna bağlı olarak gelişen yeni ekonomi biçimidir. Tıpkı yeşil dünya gibi yeşil ekonomi de mümkündür ve her daim mümkün olacaktır. Zaten hep vardı, biz adını yeni koyduk da diyebiliriz bir bakıma. Hal böyle olunca yeşil ekonomiyi uzun uzun, taneli taneli anlatmaya lüzum yok. Yeşil ekonomi, gücünü çevreden ve doğadan alan ve kar elde etmek için ortalığı kasıp kavuran mevcut ekonomi kurumlarına nazaran bu davranış silsilesinin tam karşısında olan yeni, sağlıklı ve modern bir akımdır.

green photo

ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ-KUTSAL MESLEK..:P adlı makalemiz her ne kadar ilk başta mizahi yaklaşsa da şu noktada çevre mühendisliğinin bir bakıma dur demesi açısından ciddiyet de barındıran bir yazı. Bugünkü çevrenin sorumlusu elbette ki çevre mühendisleri değildir. Ancak kurtarıcıları pek ala çevre mühendisleri olabilir. Çünkü yeşil ekonominin içinde çevre mühendislerini etkisi de çok büyüktür. Çevreyi en minimalize, en az tahriple ve hasarla tasarlamak, yeniden yorumlamak geleceğin yeşil ekonomisinde bu mühendis arkadaşlarla mümkün olacaktır.

Çevreye Zarar Vermek İktisadi Bir İntihardır! 

Şimdi şöyle bir algı var. Evimizin önü kirli olabilir, ben o evin içinde kazandığım paraya bakarım yaklaşımı. İlk başta ne kadar mantıklı görünse aslında içi boş bir safsatadan ibaret bu söylem ve bu yaklaşım.

Çevre kirliliğini sadece doğal bir erozyon, tabii bir hasar olarak nitelendirmek mesele tek bir boyutla yaklaşmak anlamına gelecektir. Bu da epey anlamsız görünüyor. Zira çevreye zarar en başta çevreye zarardır. Onun sonunda ise mali bir intihardır, bile bile lades demektir. Boşa çekilen küreklerden nehirden evinize eliniz dolu gidemezsiniz sevgili parlak fikirleri.

O nedenle çevreye zarar vererek üretim yapan bir fabrikayı düşünelim. O fabrika, her gün arkasındaki nehri kirleterek üretim yapıyor. O nehri kirletmemek adına geçilmesi gereken filtreleri, kullanması gereken süzgeçleri kullanmıyor. Buradan arttırdığı aylık para ile de kar oranına kar oranları ekliyor, gününü gün ediyor. Ama gün geliyor o nehir iyice kirleniyor ve o mahali işlemez hale getiriyor. Balıklar ölüyor, nehir kuruyor, fabrika kapanıyor.

Bu örneği tüm dünyaya yayalım şimdi. Bir gün aldığımız nefesler safi zehir olursa kimi hangi ürünü satacaksınız? Yaşamı yok eder, tahrip eder, kirletirseniz hangi para kurtarır sizi. Bir Kızılderili deyişinin de ifade ettiği gibi: Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak.

Mesele bu kadar basit. Dünya üzerindeki her mesele, bu kadar basittir aslında. Önemli olan yüzümüze geçirilen maskelerden kurtulmak ve dünyaya kendi gözlerimizle bakmayı bilmektir. Başkalarının gözleriyle değil!

Birbirinden harika 4 çevreci fikir adlı yazımız da bu yazımızın kardeşi olsun ve kafa kafaya okunsun. Bazen bir konuyu tam anlamak ve idrak etmek için tek bir yazı yetmez. Neyse ki sitemizde, her yazının birden fazla örneği ya da kardeşi var. Böylece laf olsun diye değil gerçekten bir şeyleri değiştirmek, dönüştürmek ve birilerine yol gösterici olmak yazılar kaleme aldığımız ortaya çıksın!

Şu İş İlgini Çekebilir:  Gizli Müşteri Olmak (Harika Kazanç)

Enerjide Sürdürülebilirliğin Önemi Nedir? 

Sürdürülebilirlik. Evet bu konu hakkında yazmak ve aydınlatmak gerek. Örneğin, petrol sürdürülebilir bir enerji midir? Elbette ki hayır. Petrol, günleri sayılı, yaşlı ve kart bir enerji biçimidir. Her geçen gün azalmaktadır ve yerine yenisi koyulamamaktadır. Çünkü sürdürülebilir değildir. Hazıra dağ dayanmaz atasözünün kirli bir enerji versiyonudur sadece.

Petrole ömür biçiliyor. 50 ya da 100 yıl deniliyor. Bir şeye ömür biçiyorsanız, şu kadar bu kadar zamanı kaldı diyorsanız o sürdürülebilir değil bitebilir bir pozisyondadır. Bu pozisyondaki hiçbir şey için de sonsuz bir yaşam döngüsüne sahip olan dünya için yeterli değildir. Yarınlar ve gelecek için sürdürülebilir enerji kaynaklarına ihtiyacımız var. Güneş gibi. Rüzgar gibi.

Birilerinin kar elde etme iştahı sürdürülebilir olduğu sürece sıra güneşe ve rüzgara ancak petroller bitince geçecek gibi görünüyor.

Enerjide Yenilenebilirliğin Önemi Nedir? 

Güneş, yenilenebilir. Çünkü çok şükür her sabah tam saatinde doğar. O, işe hiç gelmeyen sadık bir çalışandır. Bizim çalışanımız. Bizim emrimizde olmasa da hizmetimizdedir. Isısıyla, ışığıyla gündüzümüzü aydınlatır, günümüzü ısıtır. Ancak tam randımanlı kullanılsa aynı zamanda elektriğimizi de o üretecek. Arabalar benzinle, mazotla değil safi güneşle ya da elektrikle çalışabilecek.

Aynı şekilde rüzgar da öyle. Allah’ın rüzgarı deyip geçeceğiz o esintiler sadece bize hoşluk vermek için değil enerjilerimizi üretmek için de var. Zamanı gelince de safi rüzgarlardan yel değirmenlerinden ve bilumum rüzgarla çalışan terminallerden birçok enerjimiz üretilecek ve dünyamız yepyeni bir boyuta taşınacak.

Çevreci Bir Örgüt Kurmak yazımızı okuduktan sonra gaza gelip çevreci bir örgüt kurmak ya da çevreci bir örgüte dahil olmak isteyebilirsiniz. Bu konudaki her soru ve merakınızı yazımıza tıklayarak dindirebilir; hayatınıza ve bakış açınıza yeni bir boyut katabilirsiniz. Şimdiden iyi okumalar. Bu örgütü zararlı birtakım örgütlerle irtibat ve iltisak halinde olamdan şeffaf, hesap verilebilitesi olan, meşru yolları tercih eden bir çizgide kurmak da ülkemiz için bir diğer önemli noktadır. Örgüt kurmak diyince artık zararlı örgütler yüzünden insanların algısında kötü bir şey yapılıyormuş hissiyatı oluşuyor. Bu algıya neden olan tüm zararlı örgütlerin ta manifestosunu yazan örgüt liderinin yardımcısının oturduğu koltuğa su döküp tuzak kurayım (Google politikalarına uyumlu şekilde küfür etmek zor zanaat)

Yeşil Ekonominin Uzun Vadeli Faydaları Nelerdir? 

En başta her şeyin kalitesi artacak. İçtiğimiz suyun… İçimize çektiğimiz nefesin. Ve elbette ki ekonominin de ana disiplinleri komple değişecek. Kar oranını arttırmak için ağaçlar yıkıp betonlar diken şirketler yerini güler yüzlü, çevre dostu, sadece kazancı değil çevreyi düşünen şirketlere bırakacak.

Yeşil ekonomi ile birlikte kullanılan enerjiler çok daha ucuz olacak. Hani böyle 50 kuruştan 45 kuruşa geçecek kadar düşük bir indirimden söz etmiyoruz. 50 kuruş iken 5 kuruşa inecek bu miktarlar. Çünkü alternatif enerji kaynakları yarının mevcut enerji kaynakları olacak. Herkes eşit ve adil bir şekilde tabiatın ve güneşin bize sunduğu sınırız gücünden faydalanabilecek.

Yeşil ekonomi ile birlikte nesli tükenen hayvanların sayısı azalacak ve bitme noktasına gelecek. Nehirler ve denizler çok daha temiz olacak. Atmosfer de tıpkı biz insanlar gibi rahat bir nefes alacak.

Yeşil ekonominin faydaları saymakla bitmez. Umarım kendisi gibi ekonomimiz de yeşil olur ve rahat bir nefes insanlara hem doğal hem maddi yollardan teneffüs eder.

—————————–

Biz böyle konuşuyoruz ya gerçekçi olmak gerekirse insanları paracıklarından ve rantlarından çevre namına faragat ettirecek gücü nereden bulacağız sorusu akıllara geliyor.

Bunu başarabilmek elbette bir günde gerçekleşmeyecek uzun vadeye yayılacak bir bilinçlendirmeyle birlikte seyreden güçlü bir algı yönetimi gereklidir. Öyle bir noktaya, kıvama gelebilmeliyiz ki insanlar için “1000 ağaç diktim ve bunları yaşatıyorum” diyebilmek “10 milyon dolar kazandım ve biriktirdim üstüne de bu parayı elimde tutuyorum” demekten daha değerli, takdire şayan, alkışlanan, itibar gören hale gelmelidir. Acımasız kapitalist sistemin ana arterlerinin efil efil çatırdamakta olduğu şu günlerde bunu hızlıca başarabilmek imkansıza yakın görünsede gelecekte bir gün inanıyorum ki bu başarılabilecek ve bizler de temiz, organik, sağlıklı, huzurlu bir dünyaya yelken açabileceğiz.

Kamu düzenine bir hırsızdan ya da dolandırıcıdan kat be kat daha zarar veren şeyin “çevreyi kirleten kişiler” olduğu gerçeğini görüp kanunları bu a göre şekillendirmek önemlidir.

Yorum yapın