Göçmen Olarak Yabancı Ülkede Çalışmanın Zorlukları

Merhaba arkadaşlar. Bu yazımızda size göçmen olarak yabancı ülkede çalışmanın zorluklarını elimizden geldiğince anlatmaya, aktarmaya çalışacağız. Bununla birlikte eğer ki seçim şansınız varsa – ki umarız vardır – yabancı bir ülkede çalışmadan nelere dikkat etmeniz gerektiğine de değineceğiz.

Biliyorsunuz ki bir yerin yabancısı olmak çok zordur. Liseden üniversiteye geçişlerinizi hatırlayınız. Artık reşit ve yetişkin bir insan olarak mekan ve şehir değiştirmenin ne menem bir şey olduğunu ilk o geçişte fark ederiz. Liseyi okuduğumuz memleketimizden ayrılmış, suyu ayrı, yemekleri farklı, insanları değişik ya da bize değişik gelen türdendir. Düşünün ki bu göç, eğitim için yapılmış ve zorunludan ziyade keyfi bir göçtür. Elbette okumak herkesin hakkıdır ancak iş için başka ülkeye gitmek ile okumak için şehir değiştirmek arasında da dağlar kadar fark vardır.

Bu örneği size ülke içinde bile dinamiklerin nasıl değiştiğine, ülke değiştirmek şöyle dursun şehir ya da bölge değiştirmenin bile ne kadar sarsıcı olduğunu bilin ya da hatırlayın diye verdik. Zira, insan adım bastığı, yılların geçirdiği bölgeyi, memleketi beller. Çünkü insan her şeye alışmakla meşhur bir varlıktır. Bunun için ülke değiştirmek, üstelik söz konusu ülkeye keyif için değil iş için gitmek çeşitli sıkıntılara gebe olacaktır.

Bu yazımızda bu sıkıntıların neler olduğuna dair uyaracağız ve gerekli noktalarda uyarılarımızı yaparak size çeşitli noktalarda bilgilendirme servisi hizmeti vereceğiz. Dilerseniz başlayalım.

 

Yurt dışına açılmak isteyen girişicimlere birkaç yabancı dil tavsiyesi adlı makalemiz işçilerden ziyade girişimcileri ilgilendiriyor. Ama biliyoruz ki her işçi, her mevsimlik ya da yabancı ülkenin işçisi bile potansiyel olarak bir girişimcidir. Unutulmamalıdır ki bugünün girişimcisi de dünün işçisiydi. Bu nedenle yurt dışına açılmak isteyen girişimcilere yabancı dil tavsiyesi adlı konumuz hem girişimler hem de işçi arkadaşlarımız için elzem bir okuma metni olarak tam karşınızda duruyor. Tıklamak için buyurun!

Üşüyen işçiler, büyük şirketlerin ve yabancı ülkelerin içinde.

Yabancı Bir Ülkeye Çalışmak İçin Gitmeden Önce Dikkat Edilecekler 

  • Göçmen yasalarını okuyun 

Her ülkenin göçmen yasaları vardır. Bununla birlikte biliyoruz ki bazı ülkeler göçmenlere sıcak bakarken bazıları ise onları düşman bellemiştir. Bu nedenle seçme şansınız olduğu zamanlarda en azından, gideceğiniz ülkeyi bu açıdan bir araştırın. Bir bilene sorun. Söz konusu ülkede göçmenleri koruyan yasalar var mı? Varsa ne kadar yaygın? Bununla birlikte o ülkenin insanlarının yabancı çalışanlara nasıl davrandığı, ne gibi tehlikeler barındırdığını öğrenmek, gitmek için yeniden bir seçim yapmanıza yarayabilir. Ya da ona göre gardınızı alırsınız.Oralara gittiğinizde de daha ilk günlerde derin bir pişmanlıkla geri dönme planları yapmaktan da kurtulmuş olursunuz böylece.

 

  • Dil öğrenmeye bakın

Gideceğiniz ülkenin dilini vaktiniz de varsa – ki genelde olacaktır – 2 -3 ay önceden haber verdikleri için – öğrenmeye bakın. Böylece dil sorununu en aza indirgemiş olursunuz. Gittiğiniz ülkenin kelimelerine ve tınısına ne kadar aşinaysanız çektiğiniz yabancılık da o kadar az olacaktır. Gideceğiniz ülke belli değilse de mutlaka İngilizce öğrenin. İngilizce, her ülkede geçer akçedir. Bu nedenle oraya salt Türkçe bilerek, Türkçe’ye yaslanarak gitmeniz çok fena riskli olacaktır.

Uygulamayla Dil Öğrenmek Mümkün Müdür? adlı makalemiz tam da bu noktada en acil şekilde ihtiyacınız olan bilgileri size vermekte. Uygulamayla dil öğrenmek mümkündür ve çoğu zaman göçmen işçiler de uygulamayla dil öğrenir. İnsanlarla konuşa konuşa, o ülkenin insanlarının konuşmalarını dinleye dinleye, normal zamanda bir yılda öğreneceği dili birkaç ay içerisinde çözüp öğreniyor. Zamanının Alman gurbetçileri Almanca gibi zor bili birkaç ay içerisinde sular seller gibi öğrenmişti örneğin. Bizden söylemesi.

 

  • Bir B Planınız Olsun 

Bilmediğiniz bir memlekete gidiyorsunuz. Belki de bilmediğiniz bir ortamda bilmediğiniz bir iş yerinde çalışacaksınız. Belki değil büyük ihtimalle. Bu kadar çok bilinmeyenin olduğu bir atmosferde de her zaman bir B planı olmalıdır.

B planı, gittiğiniz ülkede çıkacak olan sıkıntıların vakit geçirilmeden giderilmesi manasına gelecektir. Alternatif bir iş, bir kaynak, başka bir ülkeye geçiş ihtimali her zaman aklınızda bir B planı olarak kalsın. Yoksa bazılarının başına gelenler gibi başka bir ülkede elin adamlarının insafına kalırsınız. Bu da zorlu bir sürecin başlangıcı ve derin pişmanlıklar tıpış tıpış geri dönmek demektir.

 

  • Kenarda Para Tutun 

Bir kefen paranız, bir de buna ek olarak ekstra ”göçmen paranız” bir kenarda dursun. Zira bilmediğiniz bir memlekette insanın başına her şey gelebilir. Temkinli olmakta fayda var. Temkini de parayla sağlamak, en mantıklısı ve makul olacaktır.

Para biriktirmek istiyorum diyenlere 10 püf nokta! adlı yazımız önce bu yazının sonra da kafalarınızın bir köşesinde kalsın. Para biriktirmek ve öyle bir şekilde göçmen işçi olmak için yapmanız gerekenleri yazımızın içerisinde bulabilirsiniz.

 

  • Orada tanıdık birileri olsun 

Orada tanıdık birinin, daha önceden oraya gidip işini kurmuş birisinin varlığı her açıdan rahatlatıcı olacaktır. Onun yanında kalabilir, onun rehberliğinde başınıza gelen sorunları çok da zorlanmadan çözebilirsiniz. Orada bir memleketlinin ya da bir tanıdığın olması moral motivasyon açısından da son derece değerli olacaktır.

İran’da bir göçmen işçi.

Göçmen Olarak Yabancı Ülkede Çalışmanın Zorlukları

  • Dil 

Ne kadar önceden çalışsanız önceden öğrenseniz de oraya gittiğiniz ilk zamanlarda insanlarla iletişim kurmaya zorlanacaksınız. Bu nedenle dil, varlıktır diyen filozofun izinden giderek diyebiliriz ki ilk zamanlar dil konusunda ortak bir nokta bulamayacağınız ve muhabbetlerden uzak duracağınız için varlığınız kendini yabancı ve boşlukta hissedeceksiniz. Dili öğrendikçe, muhabbetlere katıldıkça bu yabancılaşma da giderek azalacaktır.

 

  • Dışlanma 

Çoğu ülkede, o ülkede çalışan yabancı işçilere potansiyel suçlu gözüyle bakarlar. Adam oraya rızkı için ekmek parası için gelmiştir ama bir dilenci, bir hırsız muamelesi görür. Bir şey soracak olursunuz, tip tip yüzünüze bakarlar. En ufak bir şeyde bozguncu ve hain ilan edilmeniz mümkün.

Yabancı bir ülkede çalışan olmanın en can sıkıcı zorluklarının başında gelir dışlanmak.

 

  • Memleket hasreti 

Buna zorluk demek az gelir. Bu öyle bir acıdır ki birçok türküye, şarkıya, romana, şiire konu olmuştur. Ahmet Kaya’nın memleket hasreti adlı şarkısı gerek tınısıyla gerek se ”ya beni sararsa memleket hasreti” sorusuyla yürekleri dağlar geçer. O nedenle söz konusu yabancı ülkede ne çok kazanırsanız kazanın, rahatınız ne kadar yerinde olursa olsun gün gelir içinizi bir sızı kaplar. Bu, yetimlik gibi bir duygudur.

Memleketinizin havası, kokusu, yemekleri, insan ilişkileri ne kadar özleminiz olursa kesin dönüş yapmanız da o kadar yakın demektir.

 

  • Irkçılık 

Evet, sevgili arkadaşlar. Geldik en katmerli, en sık boğaz eden zorluğa. O da ırkçılık. Ne kadar artık modern dünyadayız desek de ırkçılık, her zamanki gibi büyük bir tehlike. Örneğin Almanya’daki insanlarımızı rahatsız eden, onları açık açık tehdit eden bir dazlaklar çetesi vardır. Bize ahlak dersi veren Batı’nın her yerinde ırkçılık ve Türk düşmanlığı mevcuttur.

Oraya gittiğinizde en ufak bir ırkçılık ile karşılaşırsanız orada memleketinizden insanlarla bir olun ve asla taviz vermeyin.

Yorum yapın