SAVCILIK MESLEĞİ

Savcılık mesleğini incelemeden evvel onun mazisinden biraz basedeyim. Tarihin süregelen akışında savcılardan evvel sadece kolluk yani polis ve yargıçlar ve hakimler vardı. Hakim önüne geleni kafasına göre yargılayıp cezalandırıyordu. daha Sonra “iddia makamı” olarak savcılık mesleği ortaya çıktı ardından bu iddia makamının karşısında yer alan “avukatlar” türedi. Böylelikle en son gelinen noktada iddia makamı(savcı ve emrindeki kolluk) ve savunma makamı(avukatlar) çarpışır ve sonunda “maddi gerçek” ortaya çıkar. Bu maddi gerçeği ise hakim tayin eder. Bunu neden anlattım derseniz bu kazançlı mesleğimizi tanıtmadan evvel mazisi hakkında biraz fikir sahibi olmanızda fayda var. Ama; yazıya devam etmeden önce hakimlik mesleği hakkındaki yazımıza buradan; avukatlık mesleği ile ilgili yazımıza ise dilerseniz buradan ulaşabilirsiniz.

Savcılık makamı maddi gerçeği ortaya çıkarmak için soruşturur ve iddalarda bulunur. Bu süreçte onun bu yetkilerini kullanmasını kolaylaştıracak adli ve bazen de idari kolluk ona yardımcı olur. Hatta gerekirse devletin kamu kuruluşları ve özel kuruluşlar, gerçek ve tüzel kişiler ona soruşturma kapsamında her türlü bilgiyi( devlet sırları dahil) vermek zorundadır.
Tüm bunlar gerçeğin aydınlatılması ve suçlu ya da süphelinin yanında suçtan zarar görenin istikbalini belirlemek için gereklidir. Sonuçta hepimiz her zaman bu konuma düşebiliriz ve bu düzenin işleyişi bu sebeple hepimizi ilgilendirmektedir.
Savcılar daha önce bu blogda hakimlik mesleğinde bahsettiğim gibi bir takım dokunulmazlıkların ve korumaların sahibidirler(onlar hakkında soruşturma açılması adalet bakanlığının bazen de  HSYK’nın iznine tabidir, her daim kolluk ona eşlik eder vs…).
Savcılık mesleği hem maddi anlamda hem de nüfuz ve çevre babında anlamında kazançlı mesleklerdendir. Görevleri gereği her gün onlarca emniyet amirleriyle, müdürleriyle, kamu tüzel kuruluşlarının başıyla ilişki halinde olmak durumdadırlar. Zira onların soruşturmayı en doğru bilgilerle devam ettirmesinin gereğidir bu durum. Lafı daha fazla gevelemeden sizlere bu mesleğin artısını eksisini anlatayım artık.
1) SAVCILAR ADALETİN SAĞLANMASINDA OYNADIKLARI KİLİT ROL NEDENİYLE DOKUNULMAZ VE KORUMA ALTINDADIR.

 

Onlara soruşturma açılması kanunen zordur ve onları emekliye ayırtmak kendi rızaları olmaksızın mümkün değildir. Ayrıca her daim kolluk(polis) ona eşlik eder ve kollar. Kısacası savcılık mesleğinin kallavi bir meslek olması buradan ileri gelmektedir. Savcılık mesleği bu anlamda bir kalkan kazandıran mesleklerdendir.
2) SAVCILAR, MEMUR MAAŞLARI ARASINDA BAŞBAKAN, MÜSTEŞAR, BAKANDAN SONRA EN SAĞLAM MAAŞI ALAN KİŞİLERDİR.

 

Bu kurumun böylesine kazançlı meslek olmasında kanunun hakim ve savcıların görevlerini yapmalarına veya başka türlü yapmalarına engel olabilecek nitelikte bir maaşa tabi olmalarını emretmesinden ileri gelir. Göreve yeni başlayan bir savcı ortalama 7000 TL maaş ile iş başı yapmaktadır. Bu rakam yıllandıkça 9000e 10000 e yaklaşmaktadır. İkramiyelerle birlikte daha da yükselmektedir. Daha önce hakimlik mesleğini anlatırken de belirttiğim gibi her ne kadar Avrupa, Amerika şartlarıyla mukayese edildiğinde çok komik rakamlar olarak kalsada Türkiye şartları için fena sayılmaz.  Yani rahatlıkla kazançlı mesleklerden diyebileceğimiz kadar getirisi vardır.
3) BİR SAVCI SAHİBİ OLDUĞU NÜFUS VE MAKAM SAYESİNDE EPEY BİR KARİZMATİK VE SAYGINDIR.
Zaten böylesine bir makamın başı olmak bunu gerektirir, şaşırtıcı bir durum da değil. Savcı deyince insanların durup şöyke bi iki dakika tekrardan düşünmeleri işten bile değildir.


4) SAVCILARIN ELİNDEKİ, EMRİNDEKİ BÖYLESİNE GÜÇ VE NÜFUZ ETRAFA HALİYLE KORKU SALABİLMEKTEDİR.

 

Eğer savcıların canını sıkan biri olursa onun başına inanın büyük belaların gelmesi işten bile değildir. Bu adamlara bulaşılmaz beyler ayağınızı denk alın, ayık olun:))          


5) SAVCILARIN EN BÜYÜK AVANTAJLARINDAN BİRİSİDE DEVLETİN ONLARA SAĞLADIĞI İMKANLARIN EPEY GENİŞ VE FAZLA OLMASIDIR.

Her türlü lojman, araç tesisi, yer tesisi, yiyecek, içecek temini, vergi muafiyetleri, trafikte geçiş üstünlüğü vardır. Daha ne olsun beyler trafik diye bir şey bu dostlarımız için engel değil:))



6) SAVCILARIN EN BÜYÜK DEZAVANTAJI OLSA OLSA MESLEĞİN İLK YILLARINDA BİRAZ ALAKASIZ KÜÇÜK BELDELERDE GEÇİRMEK ZORUNDA OLMALARIDIR.

 

E o kadar da olsun sonuçta savcılarında oba oba gezmeleri onların bulundukları yere köklenip çevrenin önde gelenleriyle etkili iletişim kurmalarını uzunca süre devam ettirmeyi engellemektir. Kanun koyucu bu duruma mani olmak, soruşturmanın tarafsızlığını sağlamak için onları da diğer sıradan devlet memuru gibi bucak bucak gezdirmektedir…


7) BU KAZANÇLI MESLEĞİMİZİN BİR DİĞER ÖZELLİĞİ İSE ÇALIŞMA SAATLERİNİN VE TATİLLERİNİN BİRAZ YORUCU OLABİLMESİDİR.

 

Eğer savcı olmak istiyorsanız savcılık görevinizi yapmanız gerektiren bir durum olduğunda bunu yerine getirmek zorundasınızdır. Aksi halde devletin daha üst kurumlarının gözüne çarpmanız ve çeşitli mesleki yaptırımlara uğramanız kaçınılmaz olabilmektedir. 
 
Genel itibariyle savcılık mesleği gayet kazançlı meslek olmakla beraber güç, makam sahibi ve güvenilir, geleceği hiç sömeyecek harika bir meslektir. Bu konuda diyecek bir sözümüz kalmamıştır. Eğer bu mesleği icra etmek için yeterli imkanınız ve olanağınız varsa ve en önemlisi daha yaşınız çok ilerlememişse hukuk fakültesini bitirip, hakimlik ve savcılık sınavını, üstünede mülakatı geçerek amacınıza ulaşabilirsiniz. Ancak bu saydığım evreler öyle kolaycana süregelmemektedir sınav gerçekten kapsamlı ve zordur üstüne mülakat ondan da çetrefillidir ancak azimle çabalayan duvarı dahi deler, hedefinize koymuşsanız durmayın derim:))                                   

Yorum yapın